Fobi nedir? TDK’ya göre fobi belirli nesneler veya durumlar karşısında duyulan olağan dışı güçlü korku olarak tanımlanmıştır. Fobiler hayatımızın bir parçası olurken hayır ben hiç bir şeyden korkmuyorum diyen insanların azınlıkta olduğunu söyleyebiliriz.
Nitekim insanlar böcek, örümcek, yılan gibi canlılara karşı ya da yükseklikten kapalı alana kadar bir çok duruma karşı fobiye sahip olabilmektedir.
Bu konu geçmişte psikoloji dünyasında bir çok çalışmaya ve terapi ekollerinin doğmasına zemin hazırlamıştır. Johns Hopkins Üniversitesi’nden Psikolog John Broadus Watson’ın yapmış olduğu çalışma bize fobilerin oluşumu hakkında ipucu vermektedir. Watson çocuklarda çevresel uyaranlara karşı bir tepki fark etmişti. Fark ettiği şey bebeklerin yüksek sesten korkuyor olmalarıydı. Bu durumu bir fobi oluşturmak için kullanabilir miydi ? Bunu düşündü ve Küçük Albert deneyini başlattı. 9 aylık bir bebek olan Albert’in belirgin bir fobisi yoktu. Watson Albert’e beyaz bir fare, tavşan, bir köpek, bir maymun, maske (saçlı ve saçsız), pamuk, yün, yanan gazete vb. uyaranlar sundu. Albert bunların hiçbirinden korkmuyordu. Daha sonra Albert’in yanına beyaz bir fare konuldu ve Albert beyaz fareyle oynamaya başladı. Albert fareye her dokunduğunda yüksek bir ses ortama sunuldu. Bu yüksek ses Albert’in ağlamasına sebep olurken, bir süre sonra Albert beyaz fareyi gördüğünde ağlamaya, üzülmeye ve fareden uzaklaşmaya başlamıştır. Başta hayvanlardan korkmayan Albert bu deney sonucunda beyaz fareden korkarken aynı zamanda tüylü bir tavşan, köpek ve fok derisi bir ceket ve hatta sakalında beyaz pamuk topları olan noel baba maskesi gibi çeşitli uyaranlardan da korkmaya başlamıştır. Bu deneyin sonuçları Journal of Experimental Psychology dergisinde Şubat 1920’de yayınlanmıştır. Bu deney etik vb. bir çok açıdan kusurlu bir deneydir ve bir çok tepkiye ve eleştiriye sebep olmuştur. Bir kişi ise bu çalışmayı farklı bir şekilde yorumlayarak psikoloji dünyasına çağ atlatmıştır. O kişi Mary Cover Jones’tur. Watson’un derslerine katılan Mary Jones Albert’in fobisinin nasıl tedavi edilebileceği konusunda çalışmalar yürütmüş ve Peter adında 2 yaşındaki bir çocuğun Albert’in sahip olduğu benzer fobilerini tedavi etmeyi başarmıştır. Peter beyaz tavşanlardan korkan bir çocuktu ve onu beyaz tavşanlardan korkmayan çocuklarla bir araya getirdi. Aynı zamanda tavşana maruz bıraktı. Peter’ın iyileşmesi psikoloji dünyasında maruz bırakma ve davranıl terapisi konusunda temel bilgiler sağladı bu yüzden kendisi "Davranış Terapisinin Annesi" olarak tanınan ilk psikologdu.
Bu deney ve bilgiler göstermektedir ki fobilerin sebepleri vardır. Oluşum şekli detaylı bir şekilde incelenmeli ve tedavi edilmelidir. Başka bir deyişle korkularımızdan kaçmak yerine yüzleşmek, maruz kalmak profesyonel bir psikoterapist desteğiyle fobilerimizi ortadan kaldırabilir.
Sağlıcakla kalın.