Kıymetli okurlarım, tatile çıkıp mutlu olmak istiyor ancak mutsuz bir tatil yaparken mi kendinizi buluyorsunuz ? Hayalinizdeki işe ulaşınca her şey düzelecek diye düşünürken hedefinize ulaşmanıza rağmen kendinizi yetersiz ve üzgün mü hissediyorsunuz ? Bu haftaki yazımız sizler için.
İnsan psikolojik olarak varolmanın mutluluğunu ve sancısını aynı anda yaşayacak biçimde yaratılmıştır. Bunu dengesizliğin içindeki denge arayışı olarak tanımlayabiliriz. Dünyanın tabiatına baktığımızda acı ve tatlı, hüzün ve sevinç, hiddet ve sakinlik, başlangıç ve son gibi kavramlar bir arada bulunmaktadır.
Yaşamımızda en büyük hedefimiz stabillik olduğunda ise dengesizlik bizim için felakete dönüşebilir çünkü dünya yaşamı stabillikten uzak ve her yeni gün iyi ve kötü bir çok olaya gebedir. Örnek olarak ekonomik sorunları çözüp ömrümüzün sonuna kadar mutlu yaşamak gibi ya da güzel bir ilişkiye yelken açıp yalnızlığa son vermek ve sonsuza dek mutlu olmak gibi hayalleri olan bir birey çok büyük bir holding kurduğunda çocuğunun engelli doğması sonucu bunalıma girebilir. Çok istediği evliliği gerçekleştiren biri 6 ay sonra boşanabilir ve dünyası başına yıkılabilir. Çok istediği işe giren biri uğradığı mobbing sonucu büyük pişmanlık yaşayabilir.
Aslında hayata dair temel felsefemiz onun stabil olmadığı ve başlangıçların sonların doğumun ve ölümün varolduğu gerçeği olursa beklentimizin de andaki mutluluğu yakalamak olduğunu bir nebze olsun kavrayabiliriz.
Geleceğe dair hedeflerimiz geçmişe dair pişmanlıklarımız ve yaşadığımız hayal kırıklığından kaynaklanan mutsuzluklarımız zihnimizde dolaşırken çıktığımız tatilde şu anı nasıl yaşayabiliriz. Zihnimizde ütopik bir yere yerleştirdiğimiz ekonomimiz düzeldiğinde bir sağlık sorunu yaşayacağımızı bilsek kaçımız zengin olmadığı için üzülür.
Aslında hayatın şifresi şuandayken onu geçmişte ve gelecekte arayarak şuanın mutluluğundan mahrum kalmıyor muyuz ?
Psikolojik olarak çocukluktan gelen negatif temel inançlara da sahipsek yaşadığımız her olay bizi geçmişle bağlantı kurmaya ve mutsuz hissetmeye maruz bırakabilir.
Bu yüzden mutlu olmak için tatile gitmek yerine tatili kendi doğasıyla kabul etmeli sorunlarımızı ise tatilden bağımsız olarak çözmeliyiz.
İş ya da evlilik gibi hedefleri hayatın son rahatlık evresi olarak görmemeli bir başlangıç olarak süreç olarak görmeliyiz. Böylece olumsuzluklar hayal kırıklığı yaşamamız yerine normallik hali alabilir.
Bunun dışında neler yapmalıyız ?
1- kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeliyiz.
2- yeteneklerimizi ve sınırlılıklarımızı bilmeliyiz.
3- kendimizi mevcut halimizle sevmeliyiz.
4- Keşkeleri sürekli zihnimizde döndürmemeliyiz.
5- Gelecek hedeflerimizi hemen uygulamaya geçmeli ve ertelememeliyiz.
6- Duygusal olarak ruh halimize dair hedefler koymak yerine sorunu çözmeyi denemeliyiz.
7- Hayatın bir başlangıcı ve sonu olduğu gerçeğini kabul etmeli ve 250 yıllık planlar yapmak yerine yakın zamanlı planlar yapmalıyız.
8- Temel hedefimiz şuanı kötü yaşamak pahasına ekonomik birikim vb. materyalist yaklaşımlar olmamalı yaşadığımız andan mutlu olabilmeliyiz.
9- Az kazanıp kendi sevdiğiniz işi yapmak, Ekonomik durum kötü olsa da huzurlu sağlıklı bir hayat yaşıyor olmak fark edip mutlu olmamız gereken ögeler arasında.
10- Kendimizi başka insanlarla kıyaslayarak uçuk hedefler koymak da bizi mutsuz edebilir. Kendi mutluluğumuzu kendimiz belirlemeli ve buna uygun hareket etmeliyiz.
Kıymetli okurlarım her anı mutlu bir biçimde yaşamanız dileğimle.
Sağlıcakla kalın.