Hiç düşündünüz mü? Hayatımızda gerçekleşen hemen hemen her şeyde bu masaların rolleri çok ama pek çoktur. Ah bu masalar, her ne gelirse başımıza bu masalardan gelmiyor mu? Hayatımızı düzenleyen olumlu olumsuz her türlü kararların alındığı, yaşam şeklimizi belirleyen her şey bu “masalarda” kararlara bağlanmıyor mu?

Düşünün bir kere, önce doğum belgeleri bu masalarda tanzim edilir. Ölüm belgeleri de bu masalarda sonlandırılır.

İki genç, yine bu masalarda göz göze gelir, iki sıcak elin birleşmesin de duyulan heyecan, içilen çayların tadı, yıllar boyu hissedilir.

Bir sonraki bölüm ise mutlu son dediğimiz nikah masasıdır. Bir çok insanın rüyası gerçekleşir evlenirler, masalarda imzalar atılır. Evlenen çiftler mutluluk danslarını yaparlarken, bir başka yerde ise mahkeme masalarında da evlilikler sonlandırılıyor.

Bu mahkeme masalarında daha nice davalara tanıklık yapar bu masalar. Nice yuvalar bu masalar da sevinçle kurulur, nice mutsuz yuvalar,  yine bu masalarda yıkılır. Can yakanlar, hırsızlar, katiller, kaçakçılar, teröristler, vatan hainleri, yine bu masalar da cezalandırılır.

Az bir zaman sonra seçim var, yine bir makam masasında oturacak kişiyi seçeceğiz.

Bazen hayatımıza nasıl şekil verebiliriz diye düşünürüz ama bu bir masada değil, kafamızın içinde olur. Sevgiye, saygıya, şefkate muhtaç duruma geldik. Komşuluk ilişkilerimizi düşünelim, nasıl değişti ve hala değiştiriliyor. İçimize bir fitne ve fesatlık sokmaya çalışıyorlar.

Mutlu muyuz?  Hayır, bugün kiminle konuşursak konuşalım mutlu değil. Ben sokakta bir çocuk mektubu buldum, yağmurlu bir gündü. Yerde defter sayfasına o kadar çok şey yazmış ki hem okudum hem ağladım.

Bizleri mutsuz bırakanlar, çocukları da mutsuz etmiş ne yazık ki.

Bizler eskiden böyle değildik. Sanal alemde gülücükler, muhteşemler, ağlamaklı, kızgın ifadeleri kullanıyoruz. Mutlu muyuz?  Hayır. Sanalda mutluluk olur mu?

Eskiden seçimlerde insanlar şakalaşır, hafif yollu sataşmalar olur ama sonuçta herkes seçimin sonucuna katlanıp kaderimize razı olurduk. Şimdi öyle mi, her şeyden önce bir güven kaybı ve illet, zillet tartışmaları ile insanlar birbirine düşmeleri mi bekleniyor?  Hayır, Türk halkı inanıyorum ki doğru yolu bulacaktır.

Seçimlere 2 aydan az bir süre kaldı, heyecan yok, hareket yok. Ön plana çıkan seçim mi, geçim derdi mi, karar sizin.