Dünyada her şeyin bir bedeli olduğu gibi söylenen sözün de bir bedeli vardır... Her yalanın bir bedeli vardır, bu dünya da olmasa bile öteki dünyada... En azından insanın kalbinde oluşan çirkin bir yaradır yalan. Onun için yalan söyleyen insanlardan korkun. Hele yalan söyleyenler Müslümanlıktan falan söz ediyorlarsa daha çok kokun...

Çünkü “Müslüman yalan söylemez” der, İslam...

Dinin Peygamberi, Önderi, Rehberi Hazreti Muhammed “Müslüman yalan söylemez” der. Elinizi vicdanınıza koyun ve siz söyleyin. Millete, halka, ahaliye yalan söylemeyen bir siyasetçi, bir parti bir genel başkan var mı?

Allah için söyleyin...

İlave eder dersek, yalan bütün kötülüklerin asıl kaynağıdır. Yalan söyleyen insanın başka kötü işleri yapmayacağını, yapamayacağını söyleyebilir miyiz?

Mesela yalan söyleyen birinin başka birinin hakkını yemeyeceğini, haramdan uzak duracağını, helali dert edineceğini, çıkarı için her türlü yola başvurmayacağını, söyleme şansımız var mı?

“Üstelik yalanın küçüğü, büyüğü olmaz” der bilge insanlar. Yalan yalandır, her yalanın altında bir kandırma, çıkar, menfaat vardır...

Sizce yok, mudur?

Yoksa benim uydurmalarım mıdır bu düşünce... Başka bir sözü, fikri, düşüncesi olan varsa söylesin...

“Tamam, adam bir konuda yalan söyledi diye, bu onun haram yiyeceğini, adaleti, hakkı, hukuku görmezden geleceği anlamına gelmez” deyin, içiniz rahat olacaksa öyle sözler etmekle...

Evet, hiç kimseyi hiçbir partiye oy vermeye destek olmaya çağıracak değilim ve bunun büyük bir sorumluluk olacağını düşünür, öyle iman ederim...

Mesela siz söyleyin,

Sahi gerçekten herkese eşit, adalet var mı ülkede? Herkese hakça bir paylaşım var mı? Her evde yüzü gülüyor mu çocukların annelerinin, her baba göğsünü gere gere evine ekmek götürebiliyor mu? “Çocuklar ben geldim” diyebiliyor mu çocuklarına...

Yok, hayır peşinden gittiğiniz partilerinize söz etmiyorum. Sadece sorular soruyorum, ne diyeceğinizi merak ediyorum...

Ve diyorum verdiğimiz desteklerden dolayı; din önünde Allah katında sorumlu olup olmadığımızı bilmek duymak istiyorum. Çünkü büyük endişelerim var bu konularda…

Bana yeni birkaç söz edin de, acısı azalsın bu kalbimin...

İnsan sesine, Müslüman sesine hasret kalmış gibiyim, aşmayın işte... Akşamlar olsun, geceler gelsin istemiyorum. Zira geceleri daha çok yaralanıyor yüreğim, bazı evlerde yatağa aç giren çocukların varlığı aklıma düşünce...

Anlatabildim mi veya siz anladınız mı ne demeye çalıştığımı?