Böyle denir hep, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış, varsın kovsunlar biz kendimizce doğru bildiklerimizi söylemeye yazmaya devam edeceğiz...

Elbette kendimizin bir kurtarıcı olduğunu söylemiyoruz haddimizi de biliriz... Ama baktığımız yerden gördüğümüz şey, ülkemizdeki ahlaki çöküntünün temelinde fakirlik, onun da temelinde adaletsizlik var diye düşünüyorum. Sokakların manzarası bunun böyle olduğunu söylüyor bize... Neden söylüyorum bunları, çünkü genelde herkesin şikâyetçi olduğu bir durum ya ülkedeki ahlaki çöküntü ve bunu dinsizliğe, insanların İslam’ı bilmediklerine bağlayanlar var ya... Onlara diyoruz ki tam sandığınız gibi değil, sözlerinizde azıcık doğruluk payı olsa da...
Söyleyip söylemediği konusunda net bilgi sahibi değilim...Ama anlatılır ki “Fakirlik dinsiz olmaya eş değer” olduğunu söylediği söylenir Aziz Peygamberinizin. Fakirlikle dinsizlik yan yana dolaşır gibi, yoldaş olmuşlar gibi dolaşırlar sokaklarda insanlar arasında diye anlayın...
Kimse kusura bakmasın... Bu da benim düşüncem, kimilerinin itirazı olsa da... Evet, öncelikle ülkemizdeki ahlaki çöküntünün temelinde fakirlik, onun da temelinde adaletsizlik var...
Bazıları ve yine özellikle iktidar kanadı “ülkede fakirlik yok dese de” kentlerin arka sokakları, evlerin zemin katları fakir yoksul insanlarla dolu, kimileri görmek istemiyorsa, bizim yapabileceğimiz bir şey yok bunları yazıp söylemek dışında...
Pazar kurulan yerlerin akşamüstü hatta geç vakitler bu durumu bizim gözümüze sokuyor, görmek istersen... Elbette içimizdeki en önde görünen tuzu kurların çoğunun itiraz edeceğini biliyoruz, buna rağmen dillendiriyoruz bunları...
Yazmadan önce kalbime sordum bunları, kalbim doğru düşünüyorsun, doğru düşündüğün şeyleri yaz dedi ve ben de yazıp söylemeye karar verdim...
Tekrar eder dersek, içimizde kimi insanlar gerçekten yoksulluğun ötesinde çok yoksullar... O nedenle bu nedenle; on bin lira emekli maaşı dışında bir geliri olmayan üstelik ev kirası da veren bu insanlar nasıl geçiniyorlar sizce ne yerler ne içerler, nasıl ederler deyince yoksulluk edebiyatı mı yapmış oluyoruz kimilerinin dediği gibi...

Yoksulluk edebiyatı yapmış olsak bile sözlerimiz yanlış mı? Sizin yaşadığınız yerlerde bu insanlardan yok mu, o zaman sormayalım mı, neden bu kadar sorumsuz oluyor yöneticiler? Kısacası lanetli bir sistem bu sistem...