Bu ne kadar büyüklükmüş ki, seni eleştire eleştire, karalaya karalaya batıramadık.Türkiye’yi aydınlattın, Laik Türkiye Cumhuriyetini sen çizdin.Bizlere özgürlüğümüzü verdin.

Ölümünün üzerinden 69’ yıl geçti. Ne zorluklarla kurduğun” Laik Cumhuriyetini “bir türlü bölemediler. Yüce Tanrım sana nasıl bir cesaret vermiş ki onca yokluklar ülkesi Türkiye’yi , yeniden “Medeniyetin zirvesine” yaptığın devrimlerle çıkarttın.

Ne kadar büyüksün ki hala senin çizdiğin “Aydınlık Yolu” karartmak için uğraşanlar, çoğalmaya çalışıyorlar. Sevgili Atam; aslında sen “tartışılacak değil”, “örnek” alınacak büyük bir lidersin..

Üzülmemek elde değil. Başarılarının altında ezilen ve Türkiye’yi bölme girişiminde bulunanların hepsinin aklında tek bir şey yatıyor. Türkiye’yi lokum yapıp, paylaşmak. Türkiye’yi öyle bir hale getirdin ki, senin ölümünün  üzerinden değil yıllar, binlerce yıl geçse sana düşmanlıkları bitmeyecek! O güzel keskin gözlerinin, resimlerindeki ışığı birilerini fazlasıyla rahatsız ediyor. Giydiklerini ve yediklerini, yaşantını, hatta o kıymetli anacığını bile dillerine doladılar!

Sen sevgili Atam, Atatürk’üm, o kadar büyükmüşsün ki, seni anlamalarına ya, imkan yok yada işlerine gelmiyor. Hep kıskanıldın. Kazandığın zaferleri çekemediler, hala da adının ağırlığı altından kurtulmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin yıllardır idare ve düzeninde, yapılan yenilikler senin çizdiğin yolda ilerleme kaydediyor. İcraat m?, mutlaka hissediyorsundur, ülkemizin her karışını “şehitlerin” kanları ile kurtaran sendin. Oysa şimdi parayla, içinde yaşayan bizler , binlerce dönümle satılıyoruz topraklarımızı gün ve gün, yabancılara satıyoruz. Her gelen hükümetten beklentilerimiz vardı ama nedense 20-30 sene içerisinde hem bölücülük hem de, Laik Türkiye Cumhuriyetimizi eleştirenler ağırlık kazanmak için mücadelelerine son birkaç yıldır hız verildi. 

Amaç mı? Hepimiz bakıyoruz, duyuyoruz, ama her nedense göremiyoruz. Üç maymunu mu, oynuyoruz? İlgisiz bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. Belki de uyutulduk, beklide uyuşturuluyoruz, beklide yediklerimizin içine ilave edilen bir katkı maddeleri sayesinde görmezden geliyoruz. Yoksa havadan Ölü Toprağı mı serpildi Türkiye’nin üzerine? 

Büyük bir bolluk mu yaşıyoruz? 81 milyon insan, para ve medeniyet denizinde mi yüzüyor? Yıllardır kutladığımız bayramlar, stadyumlar da gösterilerle kutlanırdı! TC’leri kaldırdıkları gibi bayramları da kaldırdılar . Bizler, içerde ve dışarıda huzur aramaya çalışırken, birlik ve beraberliğin nimetlerinden faydalanmak yerine bunca yıl sonra hala sevgili Atatürk’ü eleştirip, onun getirmiş olduğu devrimleri yıkıp, yakma çabasında olanlar Türkiye çok “KRİTİK BİR DEVREDEN” geçiyor. Bırakın artık “ATAÜRK” ve onun Türkiye’ye kazandırdıkları ile uğraşmayı lütfen! Sizler de Türkiye’nin ileriye taşınması ve düşmanların ellerine koz vermemek içinde bir şeyler yapın da görelim. Farkında mıyız, okumayı unuttuk.  Sabahları büyük bir hevesle aldığımız ve her köşesini okuduğumuz GAZETELERİ BİLE ELİMİZDEN ALDILAR! Gidip bir gazete almıyoruz, televizyonlarda gazetelerdeki haber başlıklarını okuyorlar, aslında detaylar  haberin içindedir. Ekonomideki zorlukda bir çok gazetenin kapanmasına binlerce insanın işsiz kalmasına neden olacaktır. Okumayan toplum çok kolay uyutulur!

Lütfen, televizyon programlarındaki kavga ve eleştirilere, altınlara değil, okumaya ağırlık verin ki evlatlarınız sizleri örnek alsın. 

Hangi görüşten olursanız olun ama en azından bir gazete mutlaka okuyun lütfen. Elinizdeki bir kitap, televizyonlardaki yarışmalardan çok fazlasını size verecek, ufkunuz genişleyecektir. 

Nice 30 Ağustos Zafer Bayramların, yasaklanan törenlerin tekrar serbest kalması, dostluk, kardeşlik, barış getirmesi dilerim.