Bu sözü üniversitede okurken, rahmetli bölüm başkanımız, Prof Dr Zeki Özer Hocamız çok kullanırdı. Gençlik yıllarımızda  bize  söylenen ve o zaman bize hiç anlamlı gelmeyen ama yaşadıkça ve yaşlandıkça  anlam kazanan, daha nice bunun gibi önemli sözler vardı...

Hocamızın hatırladığım ve hiç aklımdan çıkmayan çok önemli ifadeleri vardı; “Doğru oturalım doğru konuşalım. Kusura bak senin şu huyunu  veya şu hareketini tasvip etmiyorum. Karşı tarafta gördüğünüz güzellikleri ifade etmekten çekinmeyin, güzel şeyleri söylemek her zaman yalakalık değildir. Ne hikmetse biz olumsuz şeyleri acımasızca, çok daha rahat ve kolay söylüyoruz” derdi.

Yine derdi ki, “bırakın başkalarını övmeyi, siz kendi yaptığınız şeylerden örnek verin, siz ne ürettiniz, siz ne  yapıyorsunuz, nasıl yaşıyorsunuz. Mesela ben sigara içmiyorum, sigara sağlığa çok zararlı, siz de içmeyin. Miktar zehiri doğurur, bal dünyanın en güzel besini ama fazla yediğimiz zaman zehirleyebilir. Yine sevgi ve sevmek muhteşem bir duygu ama bir kişiyi çok fazla seversen, hem ona hem de kendine zarar verebilirsin.”

Daha bunun gibi nice güzel sözleri vardı…

Gelelim asıl konumuza,”Büyüdükçe küçülmek lazım.”

O kadar anlamlı ve bir o kadarda güzel bir cümle…

Günümüzde hava atmak, övünmek ve gösteriş yapmak çok moda oldu. Özellikle kendini yetiştirmemiş olan, kendinde bazı eksiklikler olduğunu düşünen, kişiliği oturmamış kişilere makam veya bir görev verilirse eğer, maalesef onun gücüyle beslenip, onun rehavetiyle de çok acımasız, çok pervasız ve çok kişiliksiz davranabiliyor. İşte tam bu noktada onun aldığı eğitim, aldığı aile terbiyesi devreye giriyor, işte bunlarda zaafı varsa eğer vay onun himayesinde çalışan personelin haline, vay o kişiye işi düşen vatandaşın haline demekten başka bir şey gelmiyor aklıma. Sosyal yaşam içerisinde hepimiz bu şekilde davranan insanlara mutlaka rastlamışızdır. Hatta bu kişiler bu makamlara nasıl layık görülüp de oturtulmuş diye de içimizden sorgulamışızdır. Arka planda baktığımızda bu kişiler o mevkilere gelirken aslen bu şekilde davranmıyorlar, kendi üstlerine bu yönlerini göstermiyorlar,o kadar farklı bir profil çizip o kadar güzel tiyatro oynayabiliyorlar ki ve bu sayede amaçlarına ulaşıyorlar… İşte asıl yapıları  görev esnasında kendine bağlı personeliyle çalışırken ortaya çıkıyor veya vatandaşla olan ilişkilerde ortaya çıkıyor… Ben bir yıl Alanya Devlet Hastanesinde Başhekimlik Özel Kalem Müdürlüğünde görev yaptım. İşte bu süreçte buna hep dikkat ettim. Makama gelen bütün insanlara eşit mesafede davranmaya ve hizmet etmeye çalıştım. Sayın Başhekimimizin de savunduğu bir şey vardı ve bu felsefeyi de bütün çalışma arkadaşlarımıza yaymaya çalıştım. ”Sizin karşınıza  gelen insanlara şu şekilde düşünerek davranmayı deneyin. Sizin anneniz, babanız, eşiniz, kardeşiniz veya çocuğunuz geldiğinde ona nasıl davranılmasını isterseniz? işte siz de bu kişilere öyle davranın lütfen” diye sürekli telkinlerde bulunuyorduk. İşte o zaman daha az yorulursunuz, daha çok mutlu olursunuz ve daha çok da hayır duası alırsınız!

1 Temmuz 2016 tarihinden itibaren de Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinde görev yapmaya başladım ve burada da aynı şekilde bu felsefeyi uygulamaya çalışıyorum. Rektörlük makamına gelen herkese aynı güler yüz ve ilgiyle hizmet etmeye gayret ediyorum. İlahiyat fakültesinden misafir olarak gelen bir hocamız, sohbet esnasında şöyle bir ifade kullandı: “Bir kurumda çalışan kişi, odasına gelen kişileri, eğer o kişilerin mevki makamlarına göre, yine o kişilerin zenginliklerine göre karşılıyor ve diğer kişilere de kötü davranıyorsa,aynı ilgi ve şartları sağlayarak davranmıyorsa eğer, çok büyük günah işliyor.”

Düşündüğün zaman o kadar derin bir mevzu ki ve hepimizin de farkında olmadan yaptığı bir şey ki… İşte ben bu günden sonra daha çok dikkat ederek, herkese aynı sevgi ve muhabbeti göstermeye çalışıyorum… 

Yazımın ilk paragrafında da belirttiğim gibi, kişiler kendinden örnek vererek ve kendi yaptığı şeyleri anlatarak uyarabilmeli, tavsiyede bulunabilmeli başka insanlara…

Mevlam hepimizi ve ailelerimizi iyi insanlarla karşılaştırsın, mevki ve makam sahiplerine de “büyüdükçe küçülebilmeyi” nasip etsin inşallah...