Memleket tımarhane gibi. 
4.GÜN: Bugün evden hiç çıkmadım. Elimde televizyon kumandası kanallar arasında dolaştım durdum. Bir ara sel felaketinin yaşandığı Giresun’un Dereli ilçesinde incelemelerde bulunan Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşması yansıdı ekranlara: "Dere er ya da geç selde yatağını bulur."
Konuşmanın ardından çay dağıtımına başladı. Cumhurbaşkanı’nın kalabalığın üzerine attığı keyif çayı paketlerini yakalamak için insanlar Korona’yı, sosyal mesafeyi bir yana bırakıp birbirleriyle kıyasıya bir mücadeleye girişti. Keyif çayı paketleri kapanın elinde kaldı.
Çocukluğumuzda gelin almalar atla olurdu. Süslenen at ile davul zurna eşliğinde halaylar çekilerek kız evine varılır, yine halaylar eşliğinde gelin ata bindirilir, atın başını birisi çeker, iki kişi de atın iki yanında giderek gelinin attan düşmemesi için önlem alırdı. Gelin halaylar eşliğinde yine aynı seremonilerle damat evine getirilirdi. 
Gelin attan inmeden önce bir tepsinin içine konulan para, şeker ve mersin yapraklarından oluşan karışım gelinin başından aşağı dökülürdü. Bunu genellikle kaynanalar yapardı. Biz köyün çocukları şeker ve parayı, özellikle parayı kapmak için adeta birbirimizi ezerek kısa süreli de olsa bir yarışa girerdik. O günleri hatırlayınca, "Hayali bile cihana değer" diyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın seçim otobüslerinin üzerinden attığı çay paketlerini kapan insanlar ileride bu olayı torunlarına anlatırken, "Hayali bile cihana değer" dileyebilecekler mi acaba?
5 .GÜN: Bugün yine evden çıkmadım. Üzerimde bir miskinlik… Televizyon ekranlarına yansıyan Korona haritasına bakıyorum. Yer, gök Korona’ya kesmiş, her yer kıpkırmızı. 
Yaşım 66. Beyinsiz diyenlere inat iki defa beyin kanaması geçirdim. Beynimin varlığı çekilen MR’larla tescillendi. Arkasından by pass oldum. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı… Alanya Devlet Hastanesi’nden kurul kararı ile aldığım yüzde 73’lük engelli raporuna rağmen, Devlet Baba beni riskli görmüyor. e-Nabız’a girdim: "İnluvenza (Grip) aşısı için risk grubunda değilsiniz. Durumunuz ileride yeniden değerlendirilecektir."
Al sana devlet garantisi. Teşekkürler Devlet Baba.
6.GÜN: Bugün evden çıktım. Şeyh-ül İslam Efendimizle bir cami açılışına katıldım. Efendimiz açılışta yaptığı konuşmada, "Ahiret inancı olmayandan her türlü kötülük beklenir" diyerek beni bir daha şaşırttı. 
İsveç’te halkın yüzde 18’i ateist. Yüzde 55’i hiçbir inanca sahip değil. İsveç’te hırsızlık yok, suç oranı sıfır noktasına gerilemiş, hapishaneler kapatılıyor. Milli gelirden kişi başına düşen pay 180 ülke arasında 8. sırada.
Dünyanın en fakir 50 ülkesinin 32’si Müslüman ülke. Devlet başkanlarının tamamı dünyanın en zengin 500 kişisi arasında. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Nerede kaldı ahiret inancı?
7.GÜN : Köşemde yerim kalmadı. Günlüklere devam çarşambaya.
Gülümseyin, o gülücükler yüzünüzden hiç eksilmesin.