Siyaset dünyasında olup bitenleri gördükçe, konuşulanları duydukça ve sokakların halini gördükçe insanların bazılarının nasıl bir darlık içinde, zorluk içinde olduğunu müşahede ettikçe insan kendini bir daha gözden geçirme ihtiyacı duyuyor. Hatta yüzüne bir, iki tokat atıp "Rüyada mıyım?" diyesi geliyor...

İnanlar inanadursunlar ben demeye devam edeceğim, birilerinin samimiyetinin kalmadığını söylemeye ve hala insanlara yalan söylendiğini demeye devam edeceğim...

Ama, ama insanımız da mutlu olur oldu yalan dinlemekten...

Aklımı kaybettim desem, tam öyle değil...

Madem bizim gibileri kimse duymuyor, ciddiye almıyor hatta insan yerine falan koymuyorlar; başımı göklere kaldırıp çığlık çığlığa “Ne olur biraz adil olun, biraz utanın, biraz Allah'tan korkun” diye bağırmak istiyorum...

Çünkü bu da direnme eylemlerinden bir eylemdir karanlığa, haksızlığa, adaletsizliğe, yalana...

Elbette biliyorum, onlar sadece kendi taraftarlarının seslerini duyuyorlar, kendi yakınlarının seslerini, kendilerine alkış tutanların istek ve arzularını dikkate alıyorlar...

Kimseler beni kınamasın, sen de kınama okuyucu arkadaş yoldaş, tabi okuyor sesimi çığlığımı duyuyorsan, sen de bana “Dokunmayan yılan bin yaşasın” diyenlerden değilsen...

Veya gemisini yürüten kaptan diyenlerden değilsen sen de...

Görüyorsun çocukların öldürüldüğü, aç bırakıldığı, kolsuz, bacaksız cesetlerinin sokaklara dağıldığı, aç hayvanlara yem olduğu bir dünya işte...

Sanki insanlık tamamen öldü, merhamet tamamen tükendi...

Kime şikâyet edelim, nasıl dillendirelim bu rezil çağı ve onu inşa edenler diyeceğim, "Sen ülkeden söz et" diyecek birileri...

Aslında ülkeden söz ediyoruz da, tam söyleyemiyoruz galiba, korkuyoruz gerçekleri söylemekten...

Evet, çocukların, kuşların aç bırakıldığı bu çağın günahına ortak olmamak adına sözle direnmeye çalışıyoruz...

Tamam, siz memnunsunuz da, bizim yüreğimiz kaldırmıyor bu adaletsizlikleri, bu talanları, arka sokaklarda yatağa aç giren çocukların varlığını...

Genç kızların hayallerinin tükenişini, kimi annelerin çaresizliğini yüreğimiz kaldırmıyor efendiler deyişimizi neden başka yerlere çekiyorsunuz?

Ve sen ey insan kardeş, sen neden bu kadar uzak kalmayı seçtin haktan, hukuktan, doğruluktan diye sormak istiyorum...

Boşver o partiyi, bu partiyi ülken adına söyle, inanıyorsan dinin adına söyle... Yanlışlar, adaletsizlikler, haksızlıklar talan edilmiş yok mu ülkede, şehirlerde...

Söyle “Şu adam var ya şu adam” çalmadan, çırpmadan, kimsenin hakkına girmeden, kimseyi incitmeden bu şehri idare eder dediğin biri var mı aklında, Allah için söyle ama...

İşte bu yozlaşmaya, bu çürümeye, bu Allah tanımazlığa isyanımız... Yoksa kimsenin şahsına, partisine sözümüz yok...

Umarım anlatabildim, umarım sen de anladın...