Çoğu kere demeye çalışıyorum, sözlerimiz genelde bütün insanlara olsa da, özelde kendilerini Müslüman olarak tanımlayan kişiler... Sahi diyorum, onlar, sahi bizler, sizler, camideki adamlar, hatta camideki imam, müezzin sahiden Allah’a kulak veriyor mu? Dikkat ediyor mu Allah’ın ne buyurduğuna?

O Allah diyor ki, “Emanetleri mutlaka ehline verin.” O konuda bilgi sahibi olanlara davranırken adaletle davranacağına, inandıklarınıza verin teslim edin emanetlerinizi...

Mesela şehirler bizim sığınaklarımızdır. Aynı ev gibi. Şehirleri emanet edeceğiniz kişiler adil insanlar olsun. Adalet üzere davransınlar şehir ahalisine.

Şehrinizi böyle insanlara emanet edin, çocuklarınızı böyle insanlara teslim edin. Eğitim alsınlar, okullarınızı bu bilinçte insanlara açın, hatta camilerinizi o konuda ehil olan insanlara bırakın...

Yine mi saçma sözler ediyorum? Ne demek camileri ehil olan insanlara bırakın demek diye kesin cevabım var...

Yalnız ben değil, ahalinin çoğunun konuştuğu işlerden cami görevlilerinin, imamların yeterince hassas davranmadıkları, mahallenin imamının mahallesinde kimlerin bir sorunu var bilgisinin olmadığı...

İlave eder, dersek mahalle muhtarlarının çoğu da aynı, akıllarında ve yüreklerinde insana dair hiçbir şey yok pek çoğunun...

Sanırım çürümüşlüğümüz buradan başlıyor... Zira işimize ve çıkarımıza uygun görmediğimiz kimi uyarıları ya görmezden geldik ya da görmezden gelmemize kirli nedenler ve bahaneler uydurduk...

Benim baktığım yerde gördüklerim hiç de olumlu değil. İnsanca değil Allah adına da değil...

Benim gördüğüm yerden büyük adaletsizlikler görünüyor. Haksızlıklar, savurganlıklar, talanlar, “bana ne diyen kişiler” görünüyor, ama maaş alan ama havalara giren ben buyum diye...

Canı çıksın böyle anlayışların, sorumsuzluğun canı çıksın. Aldığı paranın helal, haram oluşuna bakmadan alanların burnu sürtülsün...

Üzgünüm adına İslam ülkesi denilen ülkelerin hepsinde bu böyle. Bir yanı büyük zenginlikler ile dolu, bir yanı açlık, sefalet, adaletsizlik, talan...

Sonra camilerde Müslümanlar kardeştir vaazları tamam da bu işin neresinde kardeşlik, neresinde adalet, neresinde sevgi, neresinde Allah rızası?

Ne yazık ki İslam ülkesi denilen ülkelerin her biri böyle...

Muradım umutsuzluk aşılamak değil. Muradım bu yeryüzü, bu gökyüzü, bu kadar çok yalanı, ikiyüzlü davranışları, riyakârlığı kaldırmaz ve buna Allah da asla razı olmaz...

Hadi bana yüz sene sonraki Alanya’dan söz etsin bana, insanların nerede, ne şekilde yaşayacağı, nasıl barınacağı Alanya’dan...

Aynı şey ülkemiz için de geçerli... O zaman bu konuları konuşmayacak, yazmayacaksak neyi yazıp konuşacağız?

Sen var ya ey şehir ahalisi, sen asla masum değilsin....