Tarih sayfaları "Makbul" iken, bir gecede "Maktul" olan damat hikayeleri ile doludur.
İlk siyaseten damat katl, 1. Bayezit (Yıldırım) padişah olunca kız kardeşi Nefise Melek Sultan'ın kocası Karamanoğlu Alaeddin Ali Bey’i Nefise Sultan'ın bütün yalvarmalarına rağmen onu öldürmesiyle başlamıştır.
Gelelim Damat Pargalı İbrahim Paşa’nın katline. Adriyatik sahilindeki Parga kasabasında doğdu. Daha 6 yaşındayken korsanlar tarafından kaçırılıp İzmir'de satışa sunuldu. Manisalı bir hanım tarafından satın alınıp Süleyman'a hediye edildi. Süleyman o yıllarda Manisa'da şehzadeliğinin keyfini sürüyordu.
Süleyman’la beraber kardeş gibi büyüyen İbrahim, Allah nasip edip Yavuz’un kızı Hatice Sultan’la da evlenince Süleyman'la enişte kayın oldular. Bu ara ikbal basamaklarında hızla yükselen İbrahim, Süleyman padişah olup Kanuni Sultan Süleyman olunca Pargalı İbrahim de başvezirliğe kadar yükseldi. Padişahla yattıkları odalar bile yan yanaydı.
Gün geldi, padişahı bir korku sardı: "Acaba enişte İbrahim'in tahtında gözü mü var?"
Hürrem Sultan da işe karışıp padişaha fitne sokunca, Şeyh-ül İslam Ebu Suud Efendi’den fetva alınıp boğduruldu.
Yan odada uyur numarası yapan Süleyman, boğuşmalardan çıkan sesleri duyunca yatağında hafifçe bir kıpırdadı.
"Makbul" bir gecede oldu "Maktul.”
Mekânı cennet olsun.
Gelelim Muşkara "Niğdeli” Damat İbrahim Paşa’nın hikayesine:
Gençliğinde ekmek parası kazanmak için İstanbul'a gelen Muşkaralı İbrahim, torpille baltacılar ocağında iş buldu. Katıldığı bir savaşta, gösterdiği kahramanlık sayesinde Padişah 3. Ahmet'in gözüne girdi. Padişahın kızıyla evlenip ikbal basamaklarında hızla yükselerek sadrazamlık makamına oturdu. Sadaret yıllarında Asitane-i Istanbul'u lale bahçeleri ile donattı. Sarayda her gece yapılan eğlenceler Şair Nedim'in de söylediği beyitlerle doruktaydı. Lale Devri (1718-1730) denilen bu yıllar hamam oğlanı Patrona Halil isyanı ile son buldu. Patrona Halil etrafına topladığı hamam oğlanları ile birlikte "Sadrazamın kellesini isterüz" diyerek saraya doğru yürüyünce, padişah damadını boğdurarak isyancıların önüne attı.
Mekânı cennet olsun.
Son olarak Padişah İbrahim’in (Deli) 2 yaşındaki kızı Beyhan ile nikahlanıp padişaha damat olan Hazarlara Ahmed Paşa’nın hazin hikayesinin sonunda öldürülüp At (Sultan Ahmet ) Meydanı’nda bir ağaca asılıp "İnsan eti mafsal ağrılarına iyi gelir" diyerek yeniçeriler tarafından ölüsünün nasıl parça parça yağmalattırıldığının hikayesini tarihler yazar.
Geçelim Osmanlı'yı. Daha dün Mussolini kızı Edda'nın yalvarmalarına rağmen damadı Ciano'yu kurşuna dizdirmedi mi?
Ya Saddam Hüseyin? İki damadını kurşuna dizdirirken kızlarının ve torunlarının yalvarmaları neyi değiştirdi?
Siyaseten katl, iktidar uğruna en çok sevdiklerini bile gözden çıkarıp, iktidarda kalabilmek olsa gerek.
Sevgiyle kalın.