Dünyadan, dünyanın ikiyüzlü kişilerinden ve ülkenin, ülkenin ikiyüzlü kişilerinden sıkıldım değil çok sıkıldım, çok sıkılan yalnız ben değildim sadece...

Sokaklarda çok fazla insan tanıdım ülkenin ikiyüzlü, kentin ikiyüzlü kişilerinden sıkıldım diyen...

Bir de dinin ikiyüzlüleri var, gündeme getirmek zor olanlardan... 

“Ben de sıkıldım” diyen ama nedense yalnız kaldıklarında veya güvenebileceklerini sandıkları insanların söylüyor bunu... Sanki birbirine güvenen insan kalmış gibi...

Ben de hep karamsar, olumsuz, içinde umut olmayan sözler mi ediyorum zaman zaman kendime sorduğum... Ama içimdeki ses, “Yolun doğru, sen böyle yanlışları, yalanları, talancıları, ikiyüzlüleri gündeme taşımaya devam et” diyor. Varsın birileri umursamasın...

Mesela sen de ey kentli kardeş, sen de yalnız kalınca birkaç kişi ile konuşurken sen de, kenti idare edenlerin özellikle Belediye Başkanlığı yapmış kişileri hep çalmakla, çırpmakla, hırsızla suçladın durdun çoğu zaman...

Yok, hayır sana sen de ikiyüzlüsün demeyeceğim, biliyorum konuşmanın gerçekleri söylemenin bir bedeli olduğunu ülkede. Hele gücün yoksa, hele halktan biriysen hiç de kolay değil...

Saklar gibi yapmanın hiç gereği yok, çok oldu bu dünyaya, ülkemizdeki gidişata, adaletsiz adamları dinlemeye, kendimi yabancı hissedeli elinde kalem olan biri olarak...

Gerçekleri yazsan bir türlü, yazmasan başka bir türlü... 

Bu sözü kendime kıymet vermek için söylemiyorum. Yüreğimin hakkını vermek adına dillendirdim...

Kalemin izzetini, sözün izzetini korumanın insan olmanın bir gereği olduğuna inandık hep...

Ondandır hak etmeyen kimseyi savunmadık, hiçbir zaman kutsamadık varsılları, varlıklı diye bazıları gibi...

Bu bazılarını bilerek yazdım bilerek söyledim. Çünkü çoğu arkadaş, yazarçizer, gazeteci, varsılların yanında bulunmaktan, onlar ile oturup kalkmaktan hatta onlara dostum demekten mutluluk duydular. Bunu sen de biliyorsun ey kent ahalisi diyeceğim bir kere daha...

Ülkemiz adına, kent adına, yoksul insanlar adına, canına kıyılan, kıyılmak istenen canlılar adına hep bir endişemiz oldu. O endişe içinde yazıyoruz çoğu zaman...

Bardağın dolu tarafına bakmak tan hoşlanmadım hiçbir zaman. Neden öteki tarafı boş diye soranların yanında olmayı seçtim...

Bak binlerce kişi varlık demekten mutlu olmayı değil, neden yüzlerce kişi aç çocuk mutsuz, neden her gün üç beş kadın öldürülüyor ülkede diye soru soranların safında olmayı hakkın yanında durmak olduğuna inandım...

Belki bundandır yalnızlığı seçtim. Ben seçtim diyorum da en yakınında sandıkların bile seni yalnız bırakıyorlar...

Çevrenizdeki çoğu insan doğruyu duymaktan hoşlanmıyor. Böyle bir ülke, böyle bir insan insanlık inşa edildi...

Çıkarcı, menfaatini din haline getiren...

Yazdıklarımızı anlayanlara selam olsun, selam olsun kendini düşündüğü kadar başka insanları düşünen kim varsa...

Doğru yolda yürümekten, konuşurken doğru sözlü olmaktan vazgeçmeyenlere de ayrıca selam olsun...