Zaman zaman saçma sözler ettiğimi biliyorum... Bazen de saçmalamalı aslında insan ki bu adaletsiz merhametsiz duygusuz aşksız dünyada hatta ülkede hatta şehirde aklını yemeden ayakta kalabilsin...
Bütün bunlardan neden söz ediyorum, siz de bilin bu çağda doğruları söylemenin kolay olmadığını, bir de doğruları söyleyeceklerin kalmadığını ya da çok azaldığını... 
Bunları demek bile zor işlerden, canları sıkılacakların sayısı az değil... Kafaları karışıklardan çok gönlü karışıklardan çekiyoruz gibi... Herkes bu düzen değişmeli numaraları yapıyor, ama düzene köle olmak için her şeyi yapıyor insan...
Cuma günü kentin müftüsünün vaazını dinledim, aynen siyasiler gibi konuşuyordu, üzüldüm ama kimselere diyemedim üzüldüğümü... Üzüldüğümü demem gerekir miydi onu onu da bilmiyorum... 
Ama güneşin doğuşunu seyredemeyen kadınlar kimsenin müftünün Belediye Başkanın Kaymakamın umurunda değil, bunu bilerek söylüyorum...
Çünkü her Pazar sabahları erkenden sokaklara dökülenlerin kadınlar olduğunu görmek içimi kanatıyorlar bu saatte nereye giderler neden giderler gittikleri yerlerde ne yaparlar... Gerçekten emeklerinin karşılığını alıyorlar mı, başlarına neler geliyor bilinmiyor...
Varsıl kadınların veya varsıl adamların kadınlarının eşlerinin o saatlerde yataklarında dinlenirken keyif yaparken kahvesin içerken yaşlı başı bu kadınlar bu kızlar sistemin kadrine uğramışlar olmasın diye aklıma düşüyor, ne yapayım kalbime söz geçiremiyorsam? 
Hadi diyelim...
Mesela şimdi burada, bu gazetede yazan bazı arkadaşların yazılarını yazdıklarını okuyorum, anlamakta zorluk çekiyorum, halk nasıl anlasın...
Çünkü sözü söylediklerini sokağın boşluğuna bırakırlar kimseler duymasın der gibiler... Mesela beyaz adamlar kenti istila edenler dağları talan edenler Belediye Başkanı Kentin Kaymakamı habersiz olsun istiyorlar sanki...
İtiraf edeyim güzel sözler ediyorlar, ama yazının sözün bir muhatabı olmalı, bir yere varıp konmalı, birileri bir anlam çıkarmalı eskilerin deyimi ile bir ders çıkarmalı...
Bu bize söylenmiş demeli siyasiler veya Belediye Başkanı Kentin müftüsü Kaymakamı ilde Vali...
Kimsenin kalbi kırılmasın, kimse üzülmesin istiyorlar belki, ama artık mevsim kış mevsim kar boran fırtına, ülke insanı çaresiz,  bunları nedeninin kimler olduğu söylenmeli...
Her zaman ayıpladım eleştirdim, halkın hizmetindeyiz diyenlerin konforlu hayata sahip olmaya çalışmalarını, en pahalı arabaları makam aracı olarak kullanmalarını, bunu millete bir saygısızlık olduğunu...
Nemi demeye çalışıyorum... 
Önce kalbi müstakim olmalı doğru olmalı insanın... Duruşunda onur olmalı, Rahmandan korkmalı... Ama bunlar sözle değil yürekten gönülden içten olmalı... Ayıp diye utanma diye bir şey olmalı, ama bunun için kalbin müstakim yani doğru olması gerek...
Unutulmasın yaprağın ağıtı çürütür ağacı...