İnsan doğar büyür ve sonra ölür denir... Doğru da insan çok acı da çekiyor bu arada çok yalan dinliyor, çok insana hayranlık duyuyor çok insandan hainlik görüyor, ya da kendi hainlik yapıyor birilerine... Bazılarına göre saçma sapan uğraşlar veya düşünceler... İnsan kendi kuyusuna inince böyle şeyler düşünüyor genellikle...
***
Mesela benim hayatta ilk öğrendiğimiz şeylerden biriydi “Kendi yapmadıklarınızı başkalarına söylemeyin” bu ve benzer ikazları hatırlatmalarından söz edilirdi Aziz İslam’ın, bu hatırlatmalar ciddiye alınırdı diye bilirim bir zamanlar...
***
İnsanları doğru yola çağırmak için yazanlar çizenler konuşanlar... Çokta anlamış değilim bir insan başka bir insanı kendi doğru sandığı yola çağırır, yolunun doğru olduğunu kanıtı ne?
Mesela benim yazdıklarımın söylediklerimin gerçek doğru olduğunu ben nasıl savunurum, bu bir bilgiçlik taslamak değil mi? Ama ne yazık yazanlar konuşanlar insanlara bir şeyler anlatanlar, hatta camilerde edilen vaazların okunan hutbelerin gerçek doğrulardan olmayabileceğini söylerim ben...
***
Kendi hayatınıza almadığınız şeyleri i başka insanlardan isteyip talep edip durmayın hatırlatmaları yapılırdı eskiden Kuran kaynaklı bilgiler ışığında,  bence doğru hatırlatmaydı bunlar...
Hayatımda en çok hayal kırıklığına uğradığım acı çektiğim şeyden biri bu...Anlatılan söylenen dayatılan bilgilerin aslında çok doğru olmadığı...Ve dayatma kültürü devam ediyor, tarih adına ülke adına din adına dayatıyorlar...
Ve en çok ta siyasilerin hırsları uğruna onların hatırına yapılıyor bunlar ve itiraz etme hakkının bile kullandırmıyorlar... 
Tabi bunları anlamak kolay olmadı, nerdeyse bir yarım asır sonra farkına vardım, bu ikazı hatırlatmayı ciddiye almayanların sayısının pek çok olduğunu...
Kimlerin peşinden gidilmedi, kimlere inanılmadı, inandırılmadı...
Neyse... 
Mesela camiler... Camilerde konuşulan konuşmaların çoğunun sahibine uygun gömlekler olmadığı adetten konuşulduğunu çok sonra öğrendim diyeceğim de, belki öğrenmediğim neler neler var kim bilir...
Elbette sözüne sahip çıkanların da varlığını gördüm, ama sayıları var gibi yok gibiydiler... Biliyorum önce camilerden başlamak belalı bir bir tercih, ama çok yanılttılar be ağabey ve devam ediyorlar yanıltmaya...
Çok masal anlattılar daha çok uyuyalım diye... Hepsi anlattı, sağcısı solcusu devrimcisi şeriatçısı, gazetecisi yazarı siyasetçisi...
Diyorum ki, masallar aslında iyidir gerçek masalsa... Ya yalansa, kötü olan burası, anlatılan masalların çoğu büyük yala... Ne demek istediğimi anlayıp anlamadığın bundan sonra çok önemli değil...
Gördüğünüz gibi sürem doldu işte...