Dinden kendi anladıklarım, Aziz Nebi’den kendi öğrendiklerim, din tam sizin anlattığınız gibi değil ey yeşil sarıklı, beyaz sarıklı hocalar... 

 Yahu bu nasıl bir din anlayışı ki “insan bir kaşık su içince orucu bozuluyor da” neden dünya dolusu haram yiyince, gökler dolusu yalan söyleyince orucu bozulmuyor... Gerçek tam sizin anlattığınız gibiyse, bir çay kaşığı su orucu bozuyorsa ve orucu bozmuyorsa haram yemek, yalan söylemek… Bu işin içinde nasıl çıkacağız?

Tamam, kabul bir çay kaşığı su orucu bozuyor. O zaman sokaklar dolusu haram yemek, yalan söylemek, başkalarının malında, namusunda gözü olmak, yetim hakkı yemek, hatta yoksul hakkı yemek orucu bozmuyorsa “Bu nasıl bir din diye soranlara” cevabınız, cevabımız nasıl olacak?

Bilerek ve anlaşalım diye yoksul hakkı dedim...

Çünkü Aziz kitapta denir ki “Sizin mallarınızda yoksulların, miskinlerin hakkı vardır.” O hakka el koymak, o hakkı bilmezden, görmezden gelmek, neden orucu bozmuyor vaiz efendi, imam efendi, müftü efendi, cemaat önderi beyefendi...

Gelin şu dini menfaatinize göre, çıkarınıza göre yorumlamaktan vazgeçin, gelin bu dini Aziz Peygamber nasıl anlatmışsa öyle anlatın... Yalan söylemenin, haram yemenin, ikiyüzlü davranmanın İslami bir ahlak, davranış olmadığını söyleyin...

Mesela haram yemeyi yiyenleri görmezden gelmeyin, artık haram yiyenler yurdu oldu ülke, haram yemeyen, haramı umursamayan bir siyasetçi yok gibi değil, yok...

Yok, yok yok...

Birkaç sene içinde servetini üçe, beşe katlayan siyaset insanları ile dolu sokaklar, seçim meydanları, utanmadan yetime, yoksula akıl veren, sizin yanınızdayız diyen...

Şimdi size “kardeş ülkede yalan söylemeyen bir siyasetçi söyle desem” sanırım söylemezsin, hiçbirimiz söyleyemez...

O zaman düşünmeyelim mi insan neden bu kadar doğrudan uzaklaştı, yalan söyler oldu, yalan söylerken utanmaz oldu?

Bunun birinci vebali ülkede insanlara din anlatan arkadaşlar desem, yanlış bir söz mü demiş olurum?

Doğrular herkese söylenmesi gereken şeyler değil mi, camilerde, yoksullara, işçilere, emeklilere yalandan, haramdan söz ediliyor da, yöneticilere neden anlatılmaz bunlar?

Kısacası kardeşler, kısacası bu gidişat iyi bir gidişat değil, herkesin kendi çıkarını, kendi partisini kutsadığı öncelediği zamanlar...

Allah için konuşmak yalnızca Allah için iyilik yapmak kalmadı gibi bir şey... Göstere göstere yapılan iyilik, iyilik değildir desen canları sıkılıyor...

İnsanın dünyada iyi, sağlam bir duruşu olmalı, haram, helal bilinci olmalı ve unutmamalı öteki dünyada, hiçbir şeyin bu dünyada olduğu gibi olmayacağını...

Allah dualarınızı oruçlarınızı kabul etsin, çok selam ile...