Aziz insan, büyük bir kavga içinde ülkemiz, öyle olması işine geliyor kimi çıkar odaklarının...Bizim, yani insanın, yani ahalinin yaptığı her kavga, her vuruşma halimiz kimilerini işine yarıyor, onların kazanç hanelerine yazılıyor, yapılan kavgalarımız...Bunların kim, kimler olduğunu sen anla...Sen anla bu işlerden kimlerin kazançlı çıktığını, omuzlarımıza çıktıklarını, ve oralardan nerelere yükseldiklerini...

Çünkü bizler kavga ettiğimiz zamanlarda,  güzel yanlarımızı iyi yanlarımızı, insan yanlarımızı,aydınlık yanlarımızı, ve kalbimizi arkada bırakanlar olduk, ve yenilenlerden olduk her kavgada...Düşün gör kaç kavgada yenildiğini, kaç kavgada kaybettiğini bir hatırla...Oysa bizler, yani insan, yani Müslüman ahali "asla kavga etmemeliydik" bir birimizle, ama ettik, ama sevdik kavga etmeyi, sevdirdiler...

Önce babalarımız kavga ettiler annelerimizle, önce annelerimizin yenilgilerine şahit olduk oğullar kızlar olarak...Önce annelerimizin göz yaşlarını seyredenler olduk...Sandık ki hayat böyle bir şey, yaşamak böyle bir şey...Okunaksız sevgiler, okunaksız sözler okunaksız kelimeler ezberledik, ne işe yaradığını bile bilmeden...

Sonra siyaset adamlarımız, partilerimiz de, önden sandıklarımız da öyle...Her biri büyük bir kavga içindeler, bir birleriyle bir yarış içindeler, ve biz sanıyoruz ki, bizim için kavga ediyorlar, bizim için seslerini yükseltiyorlar, bizim için yumruklarını gösteriyorlar bir birlerine...

Hayır, hayır onlar kendileri için, kendi istikballeri için kendi güçleri için, kendi  gelecekleri için, sonra kendi çocukları için yapıyorlar bu kavgaları...Kimisi kinci üçüncü kadınları için, kimisi yazlık kışlıklarını çoğaltabilmek için yapıyorlar...

Sonra din adamlarımız, din adına seslerini yükseltenler, kendilerini çağın mehdisi gibi sunanlar her biri... Sonra yazarlarımız, gazetecilerimiz, ve kentin idarecileri, valilerimiz Belediye başkanlarımız, sendikacı denen kişiler, hepsi "ucunda çıkar olan" bir kavganın içindeler şimdilerde...

Hepsi insan filan diyorlar  insan hakkı diyorlar, insanı öncelediklerini söylüyorlar, ve insan için çalıştıklarını...Yalan çok yalan, fena yalan,içi boş masallar işte...

Evet, işin biraz ötesine gittiğimiz zaman göreceğimiz manzara o ki, her biri kendi geleceğinin kendi çıkarının, kendi gücünün kavgasını vermekteler, hem de gözlerimizin içine baka baka, ve en utanmaz hallerde...Şimdi bunların böyle olduğunu demeyelim de, bakın büyüklerimiz bizi mi, düşünüyorlar diyelim? Hem ne zaman, kim düşündü bu milleti "kim dedi" benim halkım açken, benim halkım sıkıntı içinde iken, ben böyle safahat içinde olamam diye? Hangisi dedi sahi, hangi siyasi, hangi din önderi mesela?

Ve yine görmekteyiz bunların her biri, sistemin "diğer deyimle" devletin imkanlarını en çok kullananlar,en çok istifade edenler, har vurup harman edenler, istila edenler, el koyanlar filan...Kimisi sağcı rolünde, kimisi solcu rolünde, kimisi Müslüman kimisi konist kimisi kapitalst, ama hepsi pahalı hayatı çok sevenler...

Bakmayın bizim yanımızda, bizim gözümüzün önünde kavga ettiklerine, eder gibi yaptıklarına...Kaçımızın bilgisi var siyaset adamlarımızın, milletvekillerimizin, ve öteki makam sahiplerinin, bu ülkeye bu millete "aylık maliyetinin" ne olduğundan?Mesela sağlık harcamalarının büyüklüğü ve alanı konusunda bilgimiz var mı?

Bir kadın milletvekil 2 trilyon haberleşme masrafını bize yükleyip gitmedi, ne oldu? Deme gücümüz oldu mu, bu ne utanmazlık, bu ne vicdansızlık diye?

İnsana sahip çıkmak için, önce insanın kalbinden tutmak lazım, oysa onlar insanın elini bile bıraktılar..İnsanımızın düşmesi kaybolması, yok olması umurlarında olmadı onların, ama hiç birinin umurlarında olmadı...Ve bu ülkede insan ezildi, insan yok oldu, insan mahcup oldu, insan çok yenildi...

İnsan kendi çocuklarına, kendi yakınlarına, kendi hane halkına selam diyemez oldu...Çünkü insanın insan yanlarını alıp gitti sistem...İnsan kendini bile dinleyemez anlayamaz hale geldi...Kendi sesini dinleyemez oldu, kendi sevdasını ne olduğunu bilemez oldu...

İnsanın kalbinden tutmasını unutanlar "şimdilerde" elinden tutmaktan söz ediyorlar...Kısacası yine yazık ediyorlar insana...Ve biz kendimize yazık ediyoruz...Çünkü Ne Allah'ı dinler olduk, ne de Aziz Peygamberi...Ötesini başka zaman deriz...

Hoşça kal... Sana yalansız bir dünya diliyorum, iyi dostlar işte...Sana yalan söylemeyen, seni kandırmayan, sana yalnız dünya anlatmayan...