Zor bir zaman ve zor bir imtihandan geçiyor insanlık... Özellikle Müslüman hali daha çok zor imtihan ile karşı karşıya...

Sonucun ne olacağı konusunda kimsenin bir fikri yok... Bir kaç ay sonra ne halde olacağımız konusu bilgimiz dâhilinde değil...
Ve sanki insanlar sadece Allah’tan yardım bekler bir halde... Düşünün ki bu gidişin sonu yakın değil ve aylarca sokağa çıkmayacağız, aylarca evlerde kalın ikazlarını duymaya devam edeceğiz...
Asıl soru, ya daha sonra?
Bu daha sonra sorusunun cevabı yok kimsede... İnsan kendine çok yazık etti insanlık da... Dünya egemenleri beyaz adamlar insanı yok etmek için her şeyi yapıyorlar...

Bu arada gördük ki, bizlerin başında bulunanlar bulunmak için çırpınanlar çok kötü iki yüzlü..İdarecilerimiz Kamu yönetiminin başında olanlar, sivil örgütlerin başında bulunanlar vakıfların başında bulunanlar oda başkanları olanlar Belediye Başkanları çok fazla iki yüzlüler...

Bu korona virüsü nedeniyle açık açık gördük ki, demek isteseler çok güzel işler çok güzel çalışmalar yapacaklar...
Peki, sormayalım mı, neden virüsten önce de böyle çalışmıyor dunuz, neden insanların dertlerine derman olma gibi bir derdiniz yoktu, virüsten önce?

Görmesi gerekenler gördü anladı ki, İnsan hayat yolunda yürürken, en çok Allah'ın koyduğu işaret levhalarına dikkat etmeli...
Özellikle Müslümanlar olarak, O işaret levhalarını görmezden geldiğimizi ve kötü kaybettiğimizi kabul edelim... O işaret levhalarını umursamazlık her yerde, hem de Müslümanlardanım diye diye... Para için ne çok kutsalımızın yok olmasına göz yumduğumuzu gözden geçirelim bari korona günlerinde...

Ne yazık ki "en çok varsıl kesimler olmak üzere" çoğumuz bunun böyle olduğunu kabul etmemek de, nedense...
Ve kimileri daha ileri giderek, Allah’ın koyduğu işaret levhalarının yerlerine, kendi mamullerini koymaya çalışmak da, ve onlara uyulmasını istemekteler...
Hani Anadolu da insanlar arasında çok söylenen bir söz vardır "Allah sonumuzu hayır etsin!" diye...
Aynı sözü demeyeceğim...

Allah kalplerimize merhamet versin, vicdanlarımızı yıkasın ve yüzümüzü kendine dönmeyi nasip etsin...
Kendimizden başka herkese söylediğimiz her sözün içini çok fazla boşalttık ki, şimdi bu haldeyiz...
Ortada dolaşıp duruyoruz ne tarafa gitsek diye...
Bir yarımız çok tok “çok aç” bir yarımız...
Bir yarımız marketlerden on poşet dolusu erzak ile çıkarken, bir yarımız bir paket çay almak için, bütün ceplerinin içlerine bakmak da...
Yine çoğumuz bunun böyle olduğunu kabul etmemek de, mevcut sistemi kutsamak adına...
Yeni Müslümanlık bir âlem...
Günümüz insanı da...