Yazalım bunları, yazıp söyleyelim ne haller düştüğünü kendimizin ve yaşadığımız şehirlerin nasıl yağma edildiğini beyaz adamlar tarafından...
Araya bir soru bırakalım mı? Haydi, sen söyle bu şehir sonra dağları denizleri, bağları bahçeleri yağmalanmadı mı?  Ve bütün bunlar şehir halkının gözünde olmuyor mu? Kim bunlar desem, gücün yetiyor mu, gerçekleri söylemeye? 
Birileri bizi vuruyor, vurmakla kalmıyor uyutuyor da, kandırıyor ve avcı hem çok zalim, hem çok yaman... 
Ve biz ülke ahalisi olarak, şehir ahalisi olarak vurulmaya kandırılmaya yalanlara inanmaya dünden razı olduk, neden olduksa...
Bir şehrin en güzel caddelerinde, en güzel dükkânlarını hamburgerciler kaplamışsa, şehir ahalisi baştan kaybetmiştir... 
Hamburger diyorum efendiler, nedir bu hamburger sizce de, çoğumuz oralardan beslenir olduk, var mı bir söyleyecek?
Kaybetmesine kaybettik de, ne yazık ki kaybetmenin ne olduğunu bile bilecek durumda değiliz... Kendimize ait tarihimize ait dinimize geleneklerimize ait olmayan her şeyi alkışlar baş tacı eder hale geldik...
Sokaklarımız bir âlem oldu, sözlerimiz davranışlarımız oğullarımız kızlarımız bir âlem oldu ve kendimiz bir âlem olduk...
Ne istediğimizi bilmez bir durumdayız çoğumuz, Müslüman’ız diyoruz hayatımız da Allah yok, be dinimizi öğrenmek adına bir gayretimiz de yok... Karaborsadan din tüccarlarından edindiğimiz bilgileri din sanıyor çoğumuz, yazık ediyoruz kendimize...
Bakın bu korona günlerinde farkına vardık ki, dünya peşinde koşturmanın çok fazla getirisi yokmuş, ölmemenin peşindeyiz hepimiz...
Ama ölüm var ve bir gün ansızın gelecek her birimize, zamansız geldin bile diyemeyeceğiz...
Siz o hamburgercileri sıradan dükkânlar mı sanıyorsunuz, varın gidin dünyanın başka bir ucuna, orada da aynı dükkânları göreceksiniz ve asıl sahiplerinin kimler olduğu belli değil...
Yeryüzünün egemen güçleri  “bir yolunu bulup” insanları kedilerine bağımlı kılıyorlar, yani köle, yani bilinçsiz tüketici, yani insanların özgür iradelerine el koyuyorlar...
Ve bu hamburgercilerin, insan diye ülke diye, nesil diye erdem diye ahlak diye ve insanlar iyi beslensin diye bir dertleri yok, koyun sürüleri besliyorlar insanları, verdiklerinin içinde ne olduğu belli değil...
Neyse bende biliyorum böyle yazı yazılmaması gerektiğini bir gazete için... Ama isyanlardayım ülkeme şehirlere, şehirleri idare edenlere ve sizlere ey halkım...
Hani şimdi siz içinizden “Böyle yazı mı olur?” diyorsunuz ya, daha iyi yazan insan dert edinen şehri dert edinen, talancılara karşı çıkan “Başka birileri varsa” birlikte okuyalım... Allah oruçlarınızı bereketli kılsın... Âmin...