Kardeşler ey şehir ahalisi isterseniz gelin baştan alalım her şeyi, gelin kendimizle konuşalım önce... 

Kendi kalbimizi dinleyelim önce, ne kadar iman ettiğimiz gözden geçirelim Allah'a...

Veya ne kadar insani hasletler taşıyoruz, ne kadar merhametliyiz başkalarına yoksullara sokaklara kedilere köpeklere?

Veya şehre ne kadar merhametliyiz, ağaca kuşa dağlara... Zira merhametsizlerin vicdan yoksunlarının elinde talan ediliyor şehirler ve bunu iyi işler adına yaptıklarını söylüyorlar siz, sizde inanıyorsunuz...

Hepimiz bu karanlığın bu talanın ortağıyız, eğer sesimizi çıkarmıyorsak... Bir daha bir daha bir daha söyleyeyim bunları kimselere söylemiyor size ey halkım...

Gazeteci yazar sandıklarınızın pek çoğu güç sahiplerinin peşinde koşturmaktan onların sofrasına oturmaktan huzur buluyorlar...

Evet  dönüp kendimizle konuşalım yüzleşelim, yüzümüz ne kadar aydınlık, gözlerimizde ne kadar merhamet taşıyoruz, gerçekten yalandan haramdan uzak bir hayatımız var mı?

Siz kendiniz nasılsanız öyle idare edilirsiniz denir İslam da... Yöneticilerimiz idarecilerimiz Belediye Başkanlarımız uzaydan gelmedi, onların çoğu bu halkın tercihi?

Eğer onlar haramzade ise, hakka hukuka uymuyorsa zulüm ediyorsa talancının tekiyse, neden onu onayladın diye sorulsa bir cevabın olması gerek, peki cevabın ne?

Kendi doğru olmayan doğruları onaylamaz desem bana kızar mısın, kızarsan neden?

Neyi ekiyorsa onu biçer insan, gidişattan şikâyetçi olmak için, önce hak üzere adalet üzere harama hayır diyen kişileri tercih edecektin, ama budan sonra oda mümkün değil...

Çünkü insanımızın pek çoğunun öyle bir derdi endişesi kalmadı... Mesela şimdi bana veya kendine “ŞEHRİ YÖNETMEK İÇİN ORTAYA ÇIKAN” adaylardan biri için bak işte bu haram yemez bu insanlara haksızlık etmez bu yoksulları yetimleri yalnız bırakmaz diyebilir misin?

Varsa söyle...

Bir daha söyleyelim... Gözlerinde merhamet taşımayanların, kalplerinde merhamet olmaz inanın...

Allah'ı kandırmaya kalkmayalım gelin...

Bakın bunlar çok önemli şeyler bizim için... Başkalarının peşinde koşmaktan yorulduk, biraz da kendi peşimizde koşalım, kendimize soralım sahi biz kendimiz ne istiyoruz?

Geçekten hakkın hakikatin peşinde olmak mı muradız veya öyle hayaller kurarak kendimizi kandırmak, sonra zalimlerin yalancıların safında yer almak mı?

Kendine düşme de önce, önce kendine söyle sakın zalimleri yalancıları riyakârların yanında olma diye...

Üşenmeden yeniden gözden geçirelim kendimizi gönül yurdumuzda nelerin olduğunu, neler taşıdığımızı gözden geçirelim...

Gül kokusu mu var, yoksa başka şeyler mi?

Kendi elimizden tutalım ki, öğrenelim başkalarının elinden nasıl tutulur... 

Çok önemlidir insanın insanın elinden tutması, ona umut olması düşersen "ben seni kaldırırım" demesi, ama önce kendi düşmemeyi öğrenmeye çalışmalı kişi...

Ama bilmeli bunu başarmak Allah'a tutunmakla olur, Allah'a tutunmaktan vazgeçmemeli insan, varsın başına ne gelirse gelmiş olsun...

Allah'ın elini bırakan kendi elini de bırakır, başka elleri de...

Birbirimizin elinden tutmaya birbirimizin yanında olmaya birbirimizin yarasını sarmak için varız bu dünya da, önce bunu öğrenmeli insan, çünkü bütün kutsal metinlerde bunu anlatır Aziz Allah bize...

Selam ile kalın efendim...