Doğrudan sözü uzatmadan dersek, mesela bu ülkede adaletsizlik var, haksızlık var demek zor işlerden... Zor işlerden "Birileri sizi kandırıyor ey halkım demek, kandırmaya devam ediyorlar" demek... Hakça paylaşım yok, birilerinin hakkını başka birilerine veriyorlar, yöneticilerimiz hak üzere değiller, yolları yanlış demek falan işte...
Birileri başka birilerinin hakkını gasp ediyor ve siz buna ses çıkarmıyorsunuz, oysa haksızlık kime yapılırsa yapılsın, haksızlığa uğrayanın yanında olmaktı insan olmak...
İnsan olmak doğru sözlü olmaktı. Konuşunca hakkı konuşmaktı, umuttuk bu duruşun güzelliğini...
Veya unutturdular ve haramzade bir düzen bize itaat edin dedikleri...
Ve iman ettiğimizi söylediğimiz din "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" diyordu ve buna hep inanmıştık sözde... Söyler misiniz; inandık deyip de terk etmediğimiz ne kaldı elimizde?
Mesela Aziz İslam’ın anlattığı komşuluk hukuku. Komşuluk ilişkisi kimin yüreğinde var ve kaç kişi inanıyor “Komşusu açken tok sabahlayan” tam iman etmiş olmaz sözüne...
Annenize, babanıza “Öf demeyin” ikazını ciddiye alan kaç oğul, kaç kız var sokağınızda hele anne baba yoksulsa...
Bir yetimi doyurmak, sevindirmek “Yeryüzünün en güzel ibadetidir inancını devam ettiren” aramızda kaç kişide var desem, yanlış bir soru mu olur?
Bunlar gündemimizde olmayacaksa, ne olacak, günümüzün insanın kendine dert ettiği hangi kutsal?
Bakın din adına size yalan söylüyorlar desem veya siyasetçilerin çoğu çıkarcı desem...
Artık camilerde dinin özünden, aslından söz edilmiyor gibi sözler desem...
Yine desem kentin gazetecilerinin siyasetçilerden bir farkı yok. Onlar da kendi çıkarlarının peşinde, sen kendine yan ey halkım, sana kimseler gerçeklerden söz etmiyor desem...
Hayır, hayır yalancı sensin, her şey yolunda gazeteler doğru yazıyor, yazarları doğruya çağırıyor, bize kimse yalan söylemiyor kimse bizi kandırmıyor diyebilir misiniz?
Elbette zor sorular bunlar. Bunları dillendirmek zor işlerden ve günümüzde sanıldığı kadar kolay değil doğru sözlü olmak, doğruları yazmak ve direnmek yalana yalancılara talancılara...
Kamu malını kendi malları gibi kullanan “yetim hakkı nedir yoksul hakkı nedir bilmeyen” yöneticiler Belediye Başkanları, güç yetki sahipleri her yerde ve bunlara hakkı hatırlatmak farzdır desem “Bu adam kafayı yemiş mi?" dersiniz benim için?
Hayır, hayır, hayır benim güzel ülkem...
Hayır, ey kent ahalisi...
Hayır, bütün direncim senin şiir gibi gülmen, şiir gibi anneleri olsun evlerin, şiir gibi oynayan çocukları olsun sokaklarda diye bu zor sözleri etmem...