Oturup düşündüğümüzde ya da herhangi bir durum ile karşılaştığımızda istemsiz bir şekilde çocukluğumuza geri döner ve eski günleri yad ederiz. Özlem duyarız eski günlere. Nerede o eski bayramlar sözü gibi durmadan devam eden bir girdap olarak düşünebiliriz bunu.

Sürekli olarak geçmişe gitmek istemek bir yerde bugünden kaçmak istemek anlamına da geliyor. Geçmiş aslında bizim hatırladığımız şekilde olmasa da biz sanki her şey yolundaymış gibi hayal ederiz. Bunu en çok da 90lı yıllar için düşünebiliriz. O yıllara ait müzikler, kıyafetler, yaşam tarzları özlem dolu anılar içerse de 90lı yıllar yaşanılan olaylar nedeni ile aslında çok da güllük gülistanlık yıllar değildi. 

Biz güzel taraflarını hatırlıyoruz sadece. Çabuk unutuyoruz da diyebilirsiniz ama temelde kendimizi koruyoruz. Yaşadığımız her olumsuz olayı hatırlayarak yaşamımıza devam etmek oldukça zorlayıcı olabilirdi. Şimdi içinde bulunduğumuz günün şartları bizi zorluyorsa da hemen güzel bir anılar köşesi bulup ona sığınıyoruz. Her şeyi ilk kez deneyimlediğimiz anlara odaklanıyoruz.

Bu durum herkes için farklı sonuçlar doğurabilir. Genel olarak iyi veya kötü demek oldukça genelleyici bir bakış açısı olacaktır. Hatırlanılmak istenilmeyen olayların sürekli hatırlatılması da hoş olmaz elbette. Ama benim birkaç sorum var. Kişisel hayatımızda olanlar toplumsal yaşamı ne kadar etkiler bunun farkında mıyız acaba? Olan oldu diyip geçmişin tozlu raflarına attığımız olaylar aslında hepimizi ilgilendiren olaylar olabilir mi? Tüm bu nedenlerden yola çıkan kadınlar ‘’Kişisel alan/özel alan politiktir.’’ dediler.  

Seçim sürecini düşünün. Sandığa giderken yaşadıklarımızı bırakın, yaşatılanları da unuttuk. Maruz kaldığımız her şeyi unuttuk ve görmezden geldik. En azından ülkenin belli bir kesimi bunu yaptı. Belki hallerinden oldukça memnundu orasını bilemem ama onların kararlarının sonuçlarını bugün yine bizler yaşıyoruz. 

Unutmak bazen bir çözüm yolu iken bazen de var olan gerçekliğin üstünü kapatmak gibi oluyor. Bir kere olanı görmezden gelirseniz o durum alışkanlığa dönüştüğünde engel olabilmek daha zor olacaktır. Bu nedenle birçok insan hatırlatmaya ve anlatmaya çalışıyor. Neler yaşandığını söylüyor, dile getiriyor. Dinleyip dinlememek kişisel tercih olsa da yine söylüyorum sonuçları birlikte yaşıyoruz.

Zamlar çerçevesinden ele alalım. Her geçen gün her şeye gelen zamlar ile bırakın yaşamayı hayatta kalmaya çalışıyor milyonlarca insan. Yarın daha pahalı olacak diye herkes bugün bir şeyler almaya çalışıyor. Dün’ün iyi olmasından anladığımız veya beklediğimiz bu olmamalıydı. Her gün daha iyiye gidebilmek varken neden her geçen gün daha olumsuz olayları yaşamak, deneyimlemek veya maruz kalmak zorunda kalıyoruz ki? Bunu bir düşünelim, ne dersiniz?