Yalnız sen değil, aslında herkes doğru diyor doğru sözler ediyor gibi de, evet dünyada önemli şeyler oluyor da, ama hiçbiri, hiçbiri insan için değil. Yoksul hayatlar süren insanlar için değil, ne vicdanı ne merhameti kaldı beyaz adamın...

Bilerek beyaz adam diyorum, çünkü dünyanın her yerinde, bütün ülkelerde beyaz adamlar belirliyor insanın geleceğini, hatta kaderini, alın yazısını onlar yazıyorlar insanın...

Tanrı’ya, dünyaya karışma, “Dünya bizim diyorlar” her yerinde dünyanın... Bu beyaz adamlar, hatta beyaz kadınlar yeryüzü için, gökyüzü için çok tehlikeli, çok zalim, çok alçak varlıklar...

Yani para, sermaye sahipleri, ellerinde güç bulunanlar, kendi çıkarları için her türlü kötülüğü, zulmü mubah görenler.

Kadınların nasıl yaşayacağına, yoksulların nasıl hayat sürmelerine veya çocukların ölmesine veya öldürülmesine, yaşarlarsa nasıl yaşayacağına onlar karar veriyor, neredeyse bütün ülkelerde...

Var mı itirazı olan, var mı hayır öyle değil diyen?

Her biri çok hamarat, çok kötü her biri...

Mesela bizim ülkemizde ayda 300 bin, 400 yüz bin maaş alanlar veya milyon gelirleri olanların, yoksulların, emeklilerin ve onların çocuklarının nasıl yaşayacağına, ne yiyeceğine, içeceğine onlar karar veriyor...

Ne vicdanları var ne merhametleri ne adalet duyguları, ama hep onlar konuşur, hep onlar ahkâm keser, gerekirse insanları azarlama, tekme atma haklarına sahipler gibi davranırlar, gerekirse “Defol git gözüm gömesin” demeyi hak bilirler kendileri için...

Çünkü Tanrı’nın gücü sanıyorlar güçlerini... Ne ölüm korkusu var ne Allah kokusu, ne sevgileri var ne aşktan anlarlar...

Ama “Hep biz biliriz, biz yaparız. Ülkeyi biz inşa ederiz, biz ayağa kaldırırız” derler ve sen ey insan, “sen onları hep kutsadın, alkışladın sen bir tanesin dedin” sen onların günahlarına ortak oldun, neden oldunsa...

Tamam, onları anlamak mümkün de, ya seni nasıl anlayalım? Sen neden alkış tutuyorsun şehri talan edenlere, ülkeyi talan edenlere, dereleri, tepeleri, ormanları, denizleri talan edenlere sen neden alkış tutuyorsun, bunu anlamakta zorlanıyor insan...

Sen ey insan, ey şehir ahalisi, ey Müslüman olduğunu söyleyen kardeş, peki sen neden onların günahına ortak olmayı, suçlarına ortak olmayı seçtin diye sana sorsam, haksız bir soru mu sormuş olurum?

İnsan olmak aziz bir duruştur, aziz bir eylemdir ben Müslüman’ım demek, o zaman daha çok uzak olman gerekmez mi yalandan, yalancılardan?

Senin yerin hakkın yanıdır, haklının yanıdır, harama direnmek, helali savunmaktır senin işin. Kızma bana bunları söylemek zorundayım kardeşlik hakkı için, insanlık hakkı için...

Seni partinden, liderinden uzaklaştırmak gibi bir derdim yok, hem bana ne senin kimin yanında olman kime oy verdiğin... Ama diyorum ki onların günahlarına, suçlarına, yalanlarına ortak olma, en azından gerçekleri söyle de, sonra yol arkadaşı ol...

Çünkü yalansız, riyasız, düzgün doğru kişilere ihtiyacı ülkenin, kentlerin... Tekrar eder yeniden dersek, birilerinin “Yarınlar iyi olacak” sözü yalan. Zira kötüler köşe başlarında, yalancılar her yerde...