Yeni bir dünya kurabilir mi kuramaz mı insan bilmiyorum... Ama yeni bir dünya kuracakmış gibi yeni sözler etmeye hazır olmalı insan... Kendi hayatımızın kendi yolumuzun hatta inançlarımızın üstünü örtmeye gerek yok...

Çünkü çağın karanlık yüzünü aydınlatmak için bu gerekli... İçinde merhamet sevgi Aşk olan, içinde huzur olan sözler etmeye talip olmalı... 

Çünkü artık en çok buna ihtiyacımız var hepimizin...

Daha ötesi boş işler... İnsana çok gerekli olmayan işler peşinde koşturmanın bir faydası yok insana...Ama çoğumuz boş işler peşindeyiz, ve vaktimizi boş işler için harcar olduk, çoğumuzun da hoşuna gidiyor böyle olmak...

Tamam kimse söylemese de, biz kendimize söyleyelim, ömrümüzü boş işler boş vakitler ile harcamanın insan fıtratına uygun olmadığını...

Seni bilme benim kimseye inanasım gelmiyor... Mesela asla inanmıyorum siyaset insanlarının söyledikleri sözlere... Kentin Belediye Başkanına inanmıyorum... Siyasi partileri temsil eden yöneticilerin insanı sevdiklerine, şehri sevdiklerine ve Tanrı adına hizmet edeceklerine inanmıyorum...

Oysa hep derim insan insana inanmalı, neden böyle olduk?

İnançsız olan ben değilim, onlar beni inançsız yaptılar... Hep yarısı yalandı söyledikleri sözlerin ve yalan insanı insandan uzaklaştırır... İnsana yakın olmak bu arkadaşların çoğunu üzüyor, kendileri gibi varsıl insanlar ile mutlu olmayı seçiyor, çoğu...

Her zaman deyip durduk ve bundan dolayı kimileri fazla öfkendiler bize,  ama tekrar ediyorum mesela din adına konuşanların samimiyetine de, inanmıyorum...

İnsanı dert etmeyenlerin insana saygı duymayanların dinden söz etmesi muhteşem bir iki yüzlülük..

Samimiyet çok önemli insana sözün tesir etmesinde... Samimiyet insanın kalbine dokunmak yanında olmak,  nasılsın kardeş derken onun içten sevmektir...

Varsa ihtiyaçlarını gidermektir...

Yeterince kandırıldık oyalandık ve karşımızdakiler bizi ahaliyi kandırmaktan oyalamaktan yorulmadılar, usanmadılar utanmadılar...
 
Yeterince karanlıkta kaldık... İçimizden evsiz ekmeksiz sevgisiz kalanlar oldu, ama nedense bir türlü kendimizi aydınlığa çıkarmaya, gerçeği bilmeye ikna edemedik...

Hayatı ciddiye almadık sanki ve Tanrıyı da... Zaman zaman alır gibi yaptık ve sonra boş ver der olduk...

Mesela Aziz Kuranı ciddiye almadık, birileri ne söylerse ona inandık, eğer inanmışsak...

Camilere bedenimiz girdi doğru, ama kalbimizi bir türlü sokamadık, neden kendimizi kandırma peşindeyiz ki? 
Önü sonu olmayan bir yazı gibi görünse de, bir dikkatli okursan gelecek büyük yangından haber vermekte söylenen sözler...
Binler selam ile Aziz kardeş!