Kimselerin canı acımasa da, böyle alçak böyle zalim yoksulları ezen yetimleri yok sayan çocukları uçak sesleriyle korkutan, kadınları çaresiz bırakan bir dünya da yaşamak zor...

Çığlık çığlığa yüreğim...

Zor sevgilim zulmü göre göre susmak, gömüleceğin yeri görmek acı veriyor insana, umudu tükeniyor insanın... İnsanın umudunun tükenmesi yolun en sonu, en cehennem yeri, en son çırpınışı...

Başım gözüm üstüne dediğimiz acılarımızla yaşardık eskiden, ama yaşardık o acılarla... Atalarımızdan miras kalan kahırlarla yaşayan bir halkız biz aslıda...

Vay anam vay diyen annelerimiz vardı, dizlerinde uyumaya çalıştığımız ama sanki mutluyduk... Geceleri yıldızlara bakınca içimize umut falan dolardı... Ve şimdilerde ne umudumuz ne sevincimiz var yenidünya adına, hatta ülke adına...

Hele çocuklar için cehennem gibi bir dünya inşa edilen...

Biliyorum bunları okuyanların kimileri kızacak, kimileri başka başka sözler edecekler, ama bizde biliyoruz bunların çoğu beyaz adamlar beyaz kadınlar, hatta beyaz Müslümanlar olduğunu...

Yani, yani yoksulluğun çaresizliğin parasızlığın kapısını çalmadığı kişiler... Onlar nerden bilsinler evine ekmek götüremeyen babaların yüzündeki acının ne olduğunu?

Hep söyledik, sistem hep onlardan yana, güç onlardan yana, onlardan yana kentin idarecisi diye tanımladıklarımız...

Dünyada olup bitenlerden sonra hatta ülkemizde olup bitenlerden sonra kentlerde olup bitenlerin gördükten sonra, anlatılan hikâyelere inanacak halimiz kalmıyor, dizinde derman bırakmıyorlar insanın...

Çok aldatıldık, insanlar çok aldatıldı, partiler kendi partililerini bile çok aldattılar... Söylemesi insanın gönlünü incitiyor, ama söylenmeli Müslüman ahalide çok aldatılıyor din adına, en azından birbirlerini aldatıyorlar...

Kuranla hiç bağı olmayanların bile dinden söz eder oldukları vakitler şimdi... Oysa insanı hayatına gönlüne işine sevgisine aşkına kardeşliğine dokunmayan din, din değildir... Neyse tartışmaya meydan açmamak için bu konuyu kapatayım istersen...

Mesela Miraç kandili gecesi gittiğim cami de, sözde cemaatine vaaz ederken “Miraç kandili” yerine Mevlit kandili deyip durdu görevli mevlit kandili neyse, ikinci görevliyi ikaz edince kendine not gönderip uyardılar...

Hani hak edene hakkı olana verilmeli görev deniyor ya kimi zaman... Öyle bir derdi yok bu düzenin, adamı olan torpili olan arkasında güç sahiplerinin olanların bir yerlere geldiği getirildiği...

Aslında bunun böyle olduğunu ülke insanı da şehir ahalisi de biliyor, görünürde yapacak bir şey yok...

Varsın ayıplayan ayıplasın Sevgilim... Bütün çocukların saçlarına güneş değsin diye, kendimce kavgalarım...

Umarım sen bari “boş şeyler ile uğraşıyorsun!” demezsin...