Anadolu'da Timur istilası altında insanlar kuru ekmeğe muhtaç. Nasreddin Hoca, ördek yakalamak için Akşehir Gölü’ne gider. Bütün uğraşılarına rağmen bir türlü ördeği yakalayamaz. Kan ter içerisinde göl kıyısında bir ağacın gölgesine oturup, ördek avlamak için yanında getirdiği kuru ekmekleri gölün suyuna batırıp batırıp yemeye başlar. Hoca’nın bu yaptığını görenler hayretler içerisinde.
- “Hocam, sen ne yapıyorsun?” diye sorarlar.
Hoca, "Görmüyorsunuz ördek çorbası içiyorum" der.
"Yoksullukla mücadele edeceğiz "diyerek iktidar oldular. Gelinen noktada yoksulluğu dini telkinlerle Diyanet İşleri Başkanı’nın da katkılarıyla, "Yoksulluk Allah'ın insanları imtihan ettiği yollardan biri olup, sabredenler kazanır" diyerek, Allah'ın lütfu gibi sunmaya çalıştılar.
"Milletin midesine kuru ekmek giriyor, millet aç" diyen muhalefet milletvekiline, iktidar milletvekili cevap veriyor: "Kuru ekmek bulabiliyorlarsa aç değiller." Öyle ya girişte anlatılan Nasreddin Hoca fıkrasında olduğu gibi ördek çorbası niyetine kuru ekmeği suya bandırıpbandırıp öyle yesinler veya aşağı yukarı her televizyon
kanalında yemek programı var. Ekranlarda görüntüsü verilen yemeklere bakarak da kuru ekmeklerine katık yapabilirler.
Eski bir iktidar milletvekili hanım, “Midenizin üçte birini katı yiyeceklerle, üçte birini su ile üçte birini de boş bırakın. Peygamberimiz de böyle yapardı” diyerek
yoksul insanlarla dalgasını geçiyor. Sormak lazım.
Kaç gece aç yatıp uyudun? Çocuklarını kaç gece aç aç yatağa sokup uyutmaya çalıştın?
Cumhurbaşkanı’nın hanımı tasarruf öneriyor.
"Porsiyonlarınızı küçültün" diyor. 16 Louis döneminde ekmek bulamayan halk saray kapılarına dayanarak protesto eylemlerinde bulununca Kraliçe Marie Antoinette, kargaşanın sebebini sorar. Etrafındaki hizmetkârlar, halkın ekmek bulamayıp aç kalmasından dolayı sarayın kapılarına dayandıklarını söyler. Kraliçe, "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" der.
Millet pazar artıklarından yiyecek arar hale gelmiş Emine Hanım, "Porsiyonları küçültün" diyor. Yorum sizin.
Ağam bunlar bizimle alay ediyorlar. İki yılda elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar faturalara yansıyınca vatandaş kara kara düşünmeye başladı. Önümüz kara kış. Kışı nasıl geçiririm acaba? Çözüm iktidarın Enerji Bakanı’ndan geldi. "Evlerde 1 derecelik sıcaklık değişikliğinin faturaya etkisi yüzde 7 olur. Bu bir vatandaşlık görevi" dedi.
Elektrik faturanda, doğalgaz faturanda tasarruf etmek istiyorsan önümüz kış demeyeceksin.
Hipotermi durumuna gelinceye kadar klimanı Açmayacaksın. Kombiyi çalıştırmayacaksın. Ne zaman çor, çocuk ısı kaybından dolayı titremeye başladı. Baktın hepsi donma tehlikesi ile karşı karşıya… İşte o zaman klimanı çalıştırıp, kombinin vanasını açabilirsin. Unutma vatandaşlık görevi.
Evden cenaze çıkarken, karısı arkasından ağıt yakmaya başlamış.
- “Kocacığım beni bırakıp nerelere gidiyorsun?
Şimdi gittiğin o yerde ışık yok. Her yer karanlık, yiyecek içecek yok. Her yer buz gibi.”
Bunu duyan Nasrettin Hoca hanımına dönmüş:
- “Hanım dikkat et. Cenaze bizim eve geliyor” demiş.
GÜLÜCÜKLER YÜZÜNÜZDEN EKSİLMESİN.