Canı acır şehirlerin caddelerin sokakların, canı acır aynı insan gibi... Sevinirler gülerler mutlu olurlar şehirler de, hatta evlerimiz de... Sen inanma dur, kelimelerin canı acır, sözlerin canı acır... Kim bilir kaç kelimenin gözünde yaş var, ben bunları sizlere anlatmaya çalışırken... Onlarında gönül pencereleri vardır, sen bunu bilmiyorsan günah kelimelerin mi? İnsan her şeyde olduğu gibi, kelimelerin sözün kıymetini çoktan unuttu ve kırık dökük kalpleriyle insandan uzaklaştı kelimler...

Bir bir kayboldular, ama çoğumuz fark etmedik o kayboluşları, kuşların suların kayboluşunu fark etmediğimiz gibi...

Sular bir bir kayboluyor, ya hep kaybolursa ne yapacak insan? Sahi insan neyin peşinde, sen neyin peşindesin, siyaset insanları hele şu serveti Tanrı edinenler neyin peşinde? Maddi kaynaklarımızı tükettiğimiz gibi manevi kaynaklarımızı da tüketiyoruz...

Dini tükettik mesela, kalbimiz artık bize ait değil, kalbin çoktan kirlendi ey insan! Sen neyin peşindesin, bak ülkeniz baştan sona yanıyor, neden mahcup olmayı unuttuk ağaçlara kuşlara, ne hakkı var insanın doğayı dağları ağaçları bu hale getirmeye... Artık kimse ne kelimenin kıymetini biliyor ne sözün, hatta ne yazının... Ağaçların kıymetini kim anlatacak bize, camilerde anlatılmayacaksa...

Camileri asıl amacından çıkardık, birilerinin geçim kaynağı haline getirdik... Bunları demeyelim mi? Yazarken, bazı şeyleri dillendirirken kelimelerin çektiği acıyı hissediyorum yüreğimde... Buradan devam edersek, daha önce duymamışsanız duyun, ağaçlarında canı acır, aynı insan gibi kuşların canı acır, kelimelerin canı acır...

Canı acır gökyüzünde yıldızların Ve insan kendi canını acıttığı gibi, birbirinin canını acıttığı gibi ağaçların canını acıtmaya devam ediyor kuşların canını acıtmaya devem ediyor, devam ediyor toprağın canını acıtmaya... Ama işte şimdi buradan diyorum insan yanlış yolda, insan zalim olmayı haksızlık yapmayı seçti kendi cehenneme gitmeyi seçti insan... Artık önümüzde iyi bir dünya yok ve her gün daha kötüye giden bir dünya... Mesela çocuklarınıza oğullarınıza kızlarınıza bir iyilik yapın, önlerinde iyi bir dünya olmadığını söyleyin... Malınız mülkünüz paranız olabilir, ama huzurunuz olmayacak deyin onlara, kullandıkları pahalı arabaları pahalı telefonların hiçbir faydası olmayacak onlara yarınlarda... Biz dünyayı çok hakir kullandık deyin, eğer bizim gibi devam ederseniz yarın hiçbir şeyin kalmayacağını suyun kuş seslerinin kalmayacağını hatta ekmeğin kalmayacağını söyleyin... Kendimize söylemediğimiz gerçekleri çocuklarımıza olsun söyleyelim... Ne yapayım buda böyle bir yazı oldu...