Bir yanım oruç, bir yanım namaz dua.
Sabah sabah...
Portakal çiçeklerinin arasında kuş sesleri
Güneş fettan bir kız gibi cama vurmak da
Özlemez mi insan
Özledim işte...
Çık gel, söyle o yasak türküyü, sevindir.
Yasak sözler et
Boğulmak üzeyim sensiz
Yasak elmanın yarısını yedir istersen...
Bir ölü uykusu sensiz yaşadığım
Nereden nasıl hangi vakit gelirsen
Yalvarırım gel, kıyıma olsun otur
Hacer telaşı gözlerinde, ayakların çıplak
Öperek uyandır masan, bile
Ellerinle sarsarak uyandır...
Hani kimi zamanlar çocuklar "yaşasın" diye sevinir ya.
Yaşasın diye sevineyim
Kim bilir
Bir gök gürültüsü kaplar üstümüzü
Korkmayı bahane eder sokulursun kucağıma.
Birlikte ederiz edilecek o duayı...
Daha ötesi.
Daha çok sevda, daha çok aşk
Duyulmadık söylenmedik sözler
Yarım kalmış şiir
Yarım kalmış o kitap
Masada seni bekleyen çay bardağı...
Hele sen çık gel.
Muhammedi bir koku saçlarında
Bir yanın Medine
Mekke bir yanın...
Sen yürüdükçe aydınlan sokaklar.
Ramazan telaşı ile güzelleşen kadınlar
Ülke bir ihanet vaktinde doğru
Hele sen bir gel
Kalbim eskidi sensizlikten
Umurumda değil ödenmeyen faturalar
Sen bir gel
Daha önce ben böyle hasret kalmadım güzelliğe.
Mesela Muhammed’e.
Muhammed’e daha önce böyle hasret kalmadım
Gel de konuşalım bunlar üstüne.
Yalnızlıkla cezalandırma beni.
Adam diyorum/adam bu gün böyle anlaşılmaz sözler etti... Zaten kimse anlamıyordu, şimdi hiç anlamayacaklar...
Kanayan yanın dışa vurması gibi bir şey işte...