Aslında birkaç kelamdan sonra Ramazan günlerinde verilen yemeklerden söz edeceğim. Biraz sabır, tahammül biraz... Ve yazıp söyleyeceklerime itirazı olan olursa “olsun da” ama önce biraz düşünsün, yazıyı yeniden okusun sonra itiraz etsin edecekse... 

Hatta niçin itiraz ettiğini bir açıklama ile gönderirse sevinirim. “Bakın bu arkadaşın itirazı var” derim, vallahi derim billahi derim... Hayatta herkesin her şeyi bildiği bir yasa yok, her ne kadar siyaset insanlarımız he şeyi biliyoruz gibi bir yanılgıya düşüyor olsalar da... 

Mesela bazı din mensupları var kendilerini her şeyi biliyor sanıyorlar, hatta büyük bir ukalalık içindeler bu konuda, “Ben her şeyi bilirim” derken...

Arkadaşlar kızar ya olsun, ben yine yazayım... Mesela tarikat ehli arkadaşlar tabi oldukları mürşitlerinin her şeyi mutlaka bildiğini sanırlar,  verdiği her kararı doğru sanıyorlar, hatta cemaat ağabeysi için de böyle...

Biliyorsunuz bir de ağabeyler var, önlerinde el pençe durulan...

Yine mesela Ak Parti’li arkadaşlar ve özellikle Tayyip Erdoğan hayranları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanılmaz biri olduğu kanaatleri var, sanki bir vahiy sonrası yapıyor yaptığı her işi diye, inanalar var...

Herkesin insan olduğunu, yanlışlarının, eksiklerinin olabileceği çoklarının aklına gelmiyor değil, asla öyle düşünmek istemiyorlar...

Bilerek benim durduğum yer diyorum, benim durduğum yerden bu anlayış insanın başına gelmiş en felaket anlayıştır...

Konuya girersek; bu günlerde bazı arkadaşlar, insanlar, Müslümanlar iftar yemeği adı altında yemekler veriyorlar, kimisi ölmüş annesi, kimisi ölmüş babası, kimisi de öylesine hayır sevap adı altında...

Ve bu yemekler “özellikle bizim buralarda” Kur’an kurslarında veriliyor, onlar ile anlaşarak para veriyorlar, onlar da yemek çıkarıyor paranın azlığına çokluğuna göre...

Ben işin burasında değilim ve demeye çalıştığım, bu yemeğe eş dost ve kentin varsılları, makam sahipleri, yetki sahipleri çağrılıyor...

Oysa böyle yemekler önce yoksullara yetimlere ihtiyaç sahiplerine verilmeli, en çok onlar o sofralarda bulunmalı, benim anladığım bildiğim iman ettiğim dine göre...

Sözlerim de yanlışlık varsa itiraz din lütfen, “Hayır, doğru şeyler söylemiyorsun” deyin...

Yoksulların, fakirlerin olmadığı, onların çağrılmadığı sofralar gösteriş peşinde koşanların sofrasıdır, başka hesapları olanların sofrasıdır ve hiçbir karşılığı yoktur Allah katında...

Uzun uzun yazmaya, anlatmaya gerek yok, azıcık kalbi olan bilir aslında bu işin böyle olduğunu...

Eğer birileri için sofra kuracaksak önce yoksulları, yetimleri, ihtiyaç sahiplerini, “ömründe bir defa öyle sofraya oturmamış” kimseleri çağıralım, önce onların karnını, gönlünü doyuralım... 

Ne dersiniz?

Yanlış bir öneri mi?