Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz bayım.

Bir kadınla sevişmeden sevmeyi.

Dövüşmeden barışmayı.

Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım.

Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden, ne yağmurun.

Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya, hani.

Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım...

Sanıyorsunuz'ki dünya sizin etrafınızda dönüyor.

Ama sadece sanıyorsunuz bayım.

Yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut kaldı elinizde?

Dilinizde hep aynı pelesenk olmuş kelimeler.

Kaç kitap okudunuz bayım?

Kaç güzel cümle çıkar ağzınızdan

Kaç defa anlamaya çalıştınız kendinizi

Yüzünüzü mosmor eden koca bir yalnızlığınız var.

Ama göremiyorsunuz.

Burnunuzun ucundayken doğru olanı.

Siz kolayına kaçıyorsunuz

Yanılıyorsunuz bayım çok yanılıyorsunuz

Yok, saydığınız her şey sizi çoktan unuttunuz.

Kim bilir kaç saksıyı kırdınız.

Kaç çiçeği kuruttunuz.

Siz papatyaların sadece yapraklarını koparmayı sevdiniz bayım

Dinlemeden konuşmayı

Anlamadan anlatmayı

Sevmeden sevilmeyi istediniz hep.

Bilmiyorsunuz bayım?

Ben acıdan şiirler yazıyorum.

Kandan duvarlar örüyorum beynime.

Sırf duymamak için o kibirinizi.

Kalbimde çocuklar büyütüyorum.

Evimde çiçekler.

Ben sizin sevmediğiniz her şeyi seviyorum bayım!

Sokakta tekmelediğiniz köpekleri.

Nankör ilan edip küfrettiğiniz kedileri.

Ayaklarınızla ezdiğiniz karıncaları.

Sizin o hor gördüğünüz herkesi her şeyi seviyorum

Ben aykırıyım bayım.

Ama her şeyden önce insanım.

Ve vicdanımı henüz bir darağacına asamayanlardanım.

Yaşım 24 ama yaşlanıyorum

Sizin kör baktığınız hayatın çıplak halini yaşıyorum

Ben aykırıyım bayım.

Her gün önüme süslenerek çıkan sistemin düşmanıyım

Bir çocuk ölünce anne oluyorum

Bir anne ölünce yetim.

Siz daha çok büyümek isterken.

Ben iyice küçülüyorum

Yaşımdaki rakamlar değişiyor

Bide saç rengim.

Şimdi gidip kendime yeni bir uçurtma alacağım.

Siz büyük olmanın keyfini çıkarın bayım.

Ben hep çocuk kalacağım!

Didem MADAK