Birileri ne derse desin gidişatı iyi değil ülkenin... Aslında insanımızın genel gidişatı da iyi değil, hatta durmadan dinden söz edenlerin din kurtuluş diyenlerin de... Zira anlattıkları din ile Aziz Allah’ın dini arasında benzer yanlar bile kalmadı...
Gelin bunu konuşalım desek, kendilerince binlerce bahane...
Neyse... Herkes deneyeyim ama bilenler bilmek isteyenler içlerinde Allah korkusu taşıyanlar biliyorlar, insanımızın yarısı endişe ve sıkıntı içinde, yüzlerinde sevinç gözlerinde umut taşımıyorlar... Bunu görmek için bunu insanların arasına inmek gerek, selam vermek bugün nasılsın demek gerek...
Market kapılarında bekleyip, girenlerin çıkanların yüzüne bakmak gerek, görmek gerek küçücük çocukların gözlerine biriken hüznü ve gözyaşlarını...
Tabi bütün bunları anlamak için hissetmek için insan olmak, merhamet sahibi vicdan sahibi olmak gerek...
Mesela akşamüstlerinde büyük fırınların önünde beklemek gerek... Zira işte orada göreceksin yaşlı kadınların kız çocuklarının bayat ekmek istediklerini ve nasıl mahcubiyet yaşadıklarını...
Dua edelim de Allah vicdanları körlerden eylemesin bizleri, vicdanı körlere söz anlatmak en zor işi dünyanın...
Kimseyi suçlamıyorum, şunun suçu bunu suçu falan demiyorum, belki de bizim kendi suçumuz ey halkım demek istiyorum sadece...
Belki bizler kendi günahlarımızın bedelini ödüyoruz, bakın belki diyorum kimseler bir yere çekmesin, bu işlerin günahla ne alakası var demesin...
Ama insan birey olarak nasıl suç işler günaha girerse halklar da kavimlerde milletlerde hatta insan toplulukları da günah ve suç işlerler...
Bilenler okuyanlar bilir kutsal kitapların hepsinde günah işleyen suç işleyen kavimlerden söz edilir en çok, şunu yaptılar bunu yapmadılar, şu günahı işlediler denir...
Bende kutsal kitaplarda söylenenlerden yola çıkarak söyledim, mutlaka ey insanlar ey halkım bizim kendi suçumuzun günahı çektiklerimiz demiyorum...
Bir daha tekrar edersek, gidişat hayra alamet değil, birçok insanın yani kardeşlerimizin komşularımızın akrabalarımızın yakınlarımızın bize ihtiyacı olabilir, bunu bilelim buna göre kendimize bir yol çizelim...
İnsanın yaptığı her iyilik her yardım Allah’a borç vermektir bizim inancımızda ve Allah borcunu kat kat öder her iki dünyada...
Aklımda deli düşünceler söylesem kıyamet kopar...
Mesela Kentin müftüsü insanları sabah namazı buluşmalarına çağırıyor güzel de yapıyor... Ama mesela insanlara bu günlerde kendinize yoksullardan ihtiyaç sahibi ailelerden bir kardeş aile edinin, imkân dâhilinde onların ihtiyacını giderin dese...
Yine mesela bir Pazar günü dağlarda aç kalan, yine dağlara bırakılan köpeklere yiyecek vermeye çağırsa...
Yazmak çığlık atmak gibi şimdi...