Böbreklerdeki hücrelerin kontrolden çıkarak büyümeleri sonucu gelişen böbrek kanseri, tüm kanser türlerinin yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturuyor. Dünya çapında her yıl 400 binden fazla yeni böbrek kanseri teşhis edilirken, 170 binden fazla kişi de bu kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Öte yandan, böbrek kanserinde erken tanı ve tedavi yaşamsal öneme sahip.
Son yıllarda ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntülemelerinin yaygınlaşması, böbrek kanserlerinin artık çok daha erken evrede yakalanabilmelerine olanak sağlıyor.
Bu belirtiler varsa zaman kaybetmeyin
Böbrek kanserleri erken evrede genellikle herhangi bir şikayete yol açmayarak sinsice ilerliyor.
Zamanla idrarda kanama, sırt veya yan ağrısı, karında
ele gelen kitle, nedensiz kilo kaybı, iştahsızlık, kansızlık, nedeni belirlenemeyen ateş veya yüksek tansiyon görü- lebiliyor.
En önemli risk faktörlerine dikkat!
Böbrek kanserlerinin en önemli risk faktörlerinin obezite, sigara ve hipertansiyon olduğu belirtiliyor. Ayrıca diyaliz tedavisi gören kronik böbrek yetmezliği hastalarında, ailede böbrek kanseri öyküsü olanlarda, nadir görülen genetik bazı hastalıklarda (von Hippel-Lindau hastalığı, Birt Hogge Dube sendromu gibi) da böbrek kanseri görülme sıklığı artıyor. Böbrek kanserleri erkeklerde kadınlardan yaklaşık iki kat daha fazla görülüyor. Erkeklerde daha sık görülmesinde, sigara kullanım alışkanlıkları ve cinsellik hormonlarının etkisinin olabileceği düşünülüyor.
Böbrek fonksiyonları korunabiliyor
Tümör vücuda yaygın olarak yayılmadıysa, böbrek kanserlerinde ilk tedavi seçeneği, kanserli hücrenin vücuttan cerrahi olarak çıkartılması oluyor. Erken evrede, yani kanserin sadece böbrekte olduğu aşamada yakalanan kanserlerde, cerrahi tedaviden oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor. Cerrahi yönteme uygun olan hastalarda, böbreğin korunarak sadece kanserli alanın çıkartılması yeterli geliyor.
Parsiyel nefrektomi ismi verilen bu yöntemle hem kanserin kontrolü sağlanıyor hem böbreğin fonksiyonları korunabiliyor. Bu sayede hastanın ilerleyen yaşlarında gelişebilecek olan kalp hastalıkları riski de azalıyor. Laparoskopik yöntem tercih ediliyor. Son yıllarda, böbrek kanserinin cerrahi tedavisinde genellikle laparoskopik yöntem tercih ediliyor .
Karın bölgesinde veya sırtta açılan küçük deliklerden ya- pılan bu operasyonlarda hastanın hastanede kalma süresi daha kısa, kanama miktarı daha az, operasyon sonrası ağrısı daha az, yara yeri de sadece kitleyi çıkaracak kadar olduğu için daha küçüktür.