Kendi elimizde değil ama zor bir çağa denk geldik... Neye yana baksak tarumar edilmiş ülkeler beldeler, ölüme gönderilen insanlar acımasızca... Ve biliyor musunuz bunun asıl sebebi bize çağdaş dünya diye yutturulan dünyayı ayakta tutmak adına...
Ülkeler yansın, çocuklar ölsün insanlar yerlerinden yurtlarından edilsin sürgün edilsin, çadır kamplarda yaşam kavgası versin denizlerde boğulsun  “ama çağdaş dünyaya yani batılılara Amerikalılara bir şey olmasın” bir şey olmasın Rusya ya...
Yine farkında mısınız işgal edilmeye, halkı yok edilmeye yakılıp yıkılmaya parça parça edilmeye çalışılan ülkelerin hemen hemen hepsi, halkı Müslüman olan ülkeler...
Bilerek halkı Müslüman diyorum, zira o halkaların başına getirilenler her birisi batılıların uşakları, kendi halklarına acımayan zalimler ve batılı ülkelerin valileri gibi çalışanlar...
Google den Kabe’yi açın, ve görün Suudi zalimlerin rezidanslarının arasında nasıl kaybolduğunu... 
Nasıl yok edilmek istendiğini...
Bunların kendilerine Müslüman’ım deme hakkı var mı sizce?  Bu nasıl bir dünya nasıl bir İslami anlayış, Müslümanlar olarak kendimize sormayalım mı?
Kendimizi gözden geçirmeyelim m?  
1964 ve 65 yıllarında Kilis de Arapça eğitimi alırken orada evlerin her birinin iki buçuk veya en çok üç katlı olduğunu gördüm...
Bunun sebebini sorduğum zaman aldığım cevap çok muhteşemdi... Dediler ki, bizim buralarda Kâbe’nin yüksekliğini aşan evler yapılmaz, yapılırsa o Kâbe’ye saygısızlık sayılır...
Sahi Müslümanlara ne oldu?  Neden bu kadar çok vazgeçtiler dinlerinden?
Yine bilinen bir büyük gerçektir... Haydar paşadan Hicaza Medine ye demir yolu döşeten Abdülhamit teren raylarına keçe döşetiyor, ses çıkartıp da Allah Resulü rahatsız olmasın diye...
Ne hallere düştük böyle?
Bu işler cami inşa etmekle olmuyor, anlaşılmalı artık... İnsanı yeniden inşa etmeli veya insan kendini yeniden inşa etmeli...
Allah’a inandığını söylemek ve sonra Allah yok gibi yaşamak, bu bizi uçurumun kenarına taşıyor...
Kimseye din anlatma gibi bir derdim yok, hem bu benim işim de değil... Ama diyorum ki “ey insan kardeşlerim” gittiğimiz yol yanlış sonu çıkmaz sokak, benim demek istediğim bu...
Olanlara üzüldüğümü söylemek benim yapmaya çalıştığım... Biraz içinden bağırmak, duymak isteyenler için...
Bende biliyorum zalimlerin güçlü olduğunu... Onlar güçlü diye susmanın bir anlamı yok diyorum size, duyuyorsanız...