Dün sabah Alanya yağmurlu... Ve Alanya yağmurlu olduğu vakitler daha bir güzel, görünür bana... Aslında şiir gibi bir şehir Alanya, ama şiirden anlamayanların, şiir bilmeyenlerin şiir okumayanların söz sahibi olduğu...
Onların kimler olduğunu hepiniz biliyorsunuz, bana söyletmeyin daha ötesini... İnsanlara tepeden bakan ve bakışlarında bereket olmayanlar işte...
Daha öncede yazıp söyledim... Alanya’yı beyaz adamlardan, kendilerini Tanrının oğulları sananlardan kurtarmak gerek...
Yani bencil ve görgüsüz, nezaketten edepten uzak, yürürlerken “bu kent benden sorulur havası içinde olanlar” kast ettiklerimiz...
Neyse onlardan uzaklaşalım ve asıl konuya girelim, diyeceğimizi diyelim... Evet, dün sabah Alanya yağmurlu ve bazı kadınlar sabah erkenden, sanki bir sınava yetişecekmiş gibi veya babasının cenazesine, koşar gibi yürüyorlar yolda...
Çok pahalı arabaları, arabalarının sağ koltuğunda pahalı çantaları ve yine çok pahalı cep telefonu ellerinde kadınlar geçerken...
Onlar kimseyi görmüyorlar, sadece koşar gibi yürüyorlar yolda, yüzlerinde bir endişe taşır gibi... Kim bilir neler neler geçiyor akıllarından...
Ekmek kavgası mı?
Ne yazık ki kavgalarımız bile adil değil...
Hele kadınlarımızın ekmek kavgası hiç adil değil, kimileri benim bu sözlerime itiraz etse de, ben adil olmadığını söylemeye devam edeceğim...
Aslında adil olmadığını herkes biliyor da, bilmez gibi davranıyorlar, kendi günahları bu kadar çirkin görünmesin diye...
Ne acı ki, kadınlar da kadınlara adil değiller...
İnsanın insana, kadının kadına zulüm ettiği bir sistemin orta yerindeyiz ve hep birlikte savunuyoruz yine o sistemi...
Ve ben em çok zalim beyaz adamlara kızıyorum, o kadınlara adil davranmadıkları ve insan gibi görmedikleri için...
Bilerek bu kadar açık yazdım...
Kimisi çamaşırcı, kimisi çaycı, kimisi otellerde merdiven silen kadınlar... Tarlada bağda bahçede onlar...
Daha uzun etmeden; Ben bu kadınları, sistemin köle muamelesi yaptığı bu kadınları “imamlardan öğretmenlerden doktorlardan, siyasetçilerden, kentin Kaymakamından, kentin müftüsünden de, Belediye başkanından daha çok seviyorum...
Zira benim gözümde, sevgiyi saygıyı en çok hak eden olar...
Bütün kadınların, özellikle üç beş kuruşa çalışmak zorunda kalan kadınların ellerinden öpüyor, önlerinde saygı ile eğiliyorum...