Arada sırada bu arkadaşlardan da söz etmek gerek... Bulundukları yer ve görevleri nedeniyle  “yalnız kendileri değil halk da” onların bir ayrıcalığı olduğuna inanıyor...
Keşke bulundukları yerin, görevlerinin kıymetini bilselerdi diye, sitem etmek hakkım olduğunu düşünüyorum...
Keşke gerçekten görevlerinin önemini ciddiyetini kavrasalar da, bizde kendilerini incitmemek için hassasiyet gösterseydik, hatta kendilerini kutlamayı görev bilsek, iyi ki varsınız deseydik...
İmam arkadaşlardan söz ediyorum...
Hani gün içinde iki buçuk saat mesai yapıp, ama sekiz saat görev yapmış gibi ücret alan ve aldıkları ücretin yetersiz olduğunu durmadan dillendiren, bu konuda daha etkili olabilmek adına sendikalaşan arkadaşlardan...
Evet, sadece iki buçuk saat mesai... Günde beş vakit namaz kıldırma işi, yarımşar saatten iki buçuk saat... 
Bilerek iş dedim, çünkü artık kendileri iş diyorlar, durduk yerden ben demedim, oysa bir iş olarak algılanmamalıydı namaz kıldırmak...
Neyse...
Arkadaş şehrin en eski, en büyük camilerinden birinde imam... Caminin adını yazıp da kendisinin tanınmasını incinmesini istemem yinede... Zaman zaman sosyal medyada aklınca masallar anlatıyor,  oradan kendince sözler ediyor... 
Yazıp söylediklerinden anlıyoruz ki, insana ve dine dair bilginin başında bile değil, ama o kendisinin her şeyi bildiğini sanıyor, yalnız kendisi değil, ne yazık ahalide onların çok şey bildiğini sanıyor... 
Ne yazık her Cuma bu kişiler kendilerince insanları şehir ahalisini aydınlatmak adın hutbe okuyorlar, insanları doğru yola çağırıyorlar, ama doğru yolun neresi nasıl olduğu bilgileri dahilinde değil, ve böyle bir dertleri de yok, pek çoğunun...
Aslında hepsinin de, ben yinede pek çoğu demek için kendimi ikna ettim... Bakın buraya yazıyorum bunlardan bir tanesi bile camisinin mahallesinde bir yoksul evin kapısını çalmış, bir ihtiyacınız var mı, demiş değildir...
Diyor ki imam arkadaş; ekran karşısına geçip mööleyen mandalar... Ötesini demeye gücüm yetmiyor, içim acıyor ötesini demeye... Gerçi beyefendinin dediği gibi kimse ekran karşısına geçip onun dediği gibi möölemiyor, ve kimse manda falan değil...
Aslında çok öfkeliyim, kendi halkını kendi insanını böyle aşağılayan incitecek sözler kullanan kişilere...
Çünkü bunların kalbi kararmış gözleri körelmiş, merhametleri vicdanları tükenmiş olsa gerek ki, şehrin sokakları evine ekmek götüremeyen evinin kirasını elektik su parasını ödeyemeyen babalar ile dolu olduğunu...
Gencecik kadınlar fırınlarda bayat ekmek alma peşinde... Susalım mı yazalım mı onu tam biliyor değilim, anlayın işte...