Evet, çoğumuz yoksul bırakıldık, çoğumuz haksızlığa uğradık doğru... Birileri aşağıladı, hor gördü, onlar halk derken en aşağıdakini  kast ettiler... Bütün bu olanlara rağmen biz, yani halk yani, ülke insanı dürüst olmak zorundayız...

Hem dürüst olacağız hem dürüst olanların yanında olacağız. Eğer o dürüstlerden bulabilirsek... Birilerini ülkeye, yönetimine, şehir yönetimine seçerken seçtiklerimizin önce dürüst olup olmadığına bakacağız, bu bizim kendimize karşı saygımız...

Dürüst olmayan, hak, hukuk nedir bilmeyen insanları desteklemek, onların peşinden gitmek onlara güç ve destek vermek onların suç ve günahlarına ortak olmaktır, ki aziz dinde bunun böyle olduğunu söyler. Tabi dini inançları olan arkadaşlar için bu sözüm..

Ama bu ülkenin insanı özellikle ben Müslümanlardanım diyenler dürüst olmak, dürüst kalmam zorunda... Çünkü dürüstlük herkesin sahip olamayacağı büyük bir hazinedir...

Bugün çekilen sıkıntılar dürüst olmayan, helal, haram korkusu olmayan, Allah korkusu olmayan, ahiret endişesi taşımayan kişileri başımıza efendi idareci yönetici seçmemizdendir...

Bu yalnız bugüne mahsus bir şey de değildir. On yıllardır ve daha ötesi olan bir tezgâhtır ülkenizde tezgâhlanan... Ne yazık ki bizleri yani halkı, ahaliyi, inanmış insanları bu tezgâha dokumacı yaptılar. Biz de gönüllü kabul ettik, neden ettiysek…

Bu gidişatın neden buralara geldiğini, herkes kendi kendine düşünsün...

Bakın kimselere herhangi bir parti önermiyorum. Şuna oy verin demiyorum, şunu destekleyin demiyorum, bunu hiçbir zaman demedim de, deme hakkım da yok...

Benim uyarılarım kardeşçe...

Önce kendimiz dürüst olma yolunu seçelim ve sonra dürüst insanlar ile yol arkadaşlığı yapalım...

Allah korkusu taşıyan, helal haram endişesi olan, hesap gününe inana...

Yöneticiler dürüst olmalı, idareciler dürüst olmalı...

Dürüst olmalı camide dinden söz eden kişi...

Kimilerinin canı sıkılacak da, olsun... Mesela gazeteciler, yazarlar dürüst, hem de çok dürüst olmalı...Verdikleri her yanlış bilginin bir vebali sorumluluğu olduğunu hisseden olmalı…

Bu düşünce kaleme yazıya söze verilen saygının da gereğidir... Kaleme yazıya söze saygı duymayan biri insana hiç saygı duymaz... İnsana saygı duymayan, yanlış bilgilendiren yanlış yönlendiren, zalimlerden bir zalim, kötülerden bir kötüdür insanın başına bela olan...

Daha çok karanlığa kalmadan, geri dönmek gerek bu yoldan...