Elbette kardeşler, kardeşler elbette biliyorum çok hoş şeyler değil bu Ramazan günlerinde, oruç günlerinde böyle yazılar yazmak, olumsuz sözler etmek... 

 Kuşlar kadar tedirginim ben de bunlardan söz ederken... Ama ülke insanı olarak uçurumun kenarındayız kardeş, bunu söyleyeyim dedim, neden diye sorarsın belki diye... Ya da bir başkasına sorarsın bu adam ne demek istiyor, sahi uçurumun kenarında mı insan diye...

İddia ediyorum insan uçurumun kenarında farkında olmasa da, çocuklarımız, oğullarımız, kızlarımız uçurumun kenarında, kabul edelim bu ülkeyi idare edenler, şehirleri idare ettiklerini sananlar çocuklarımıza, gençlerimize hiç acımadılar... 

Kendini bilgili sandığımız kişilerin çokları yalan söyledi insanlara, mesela gazete köşelerinde yazanlar, çizenler de, yemin olsun onlar da daha çok kendi çıkarlarını düşündüler...

Ve sen ey şehir ahalisi, sen de biliyorsun bunun böyle olduğunu.

Hadi hayır bilmiyorum de...

Birlikte sadece boş sözler ettiler, masal anlattılar bol bol, insanı sevdiklerini söylediler, ülkeyi sevdiklerini söylediler, ama onlar en çok kendilerini sevdiler, kendi geleceklerini, çocuklarının geleceklerini sevdiler...

Ve din adına konuşanlar da, onların bu bencilliklerine hizmet ettiler, onlar da kandırdı seni, kandırmaya devam ediyorlar ve sen de onlara inanmaya devam ediyorsun. Neden ediyorsun...

Ve sonunda gelinen yer, 50 bin lira maaş alan imamların 17 bin lira maaş alan işçilere 10 bin lira emekli maaşı alan yaşlılara namaz kıldırdığı ve bir de cuma günleri bu insanlardan yardım istendiği vakitler...

Var mı itirazı olan...

Mesela sen cami kürsülerinde ya da minberlerinde insanlara yapılan haksızlıktan konuşulduğunu duydun mu?

Bazı kişiler için yaşamak çok ağır ve çok pahalı, mesela umurun da mı bu kentin kaymakamının, camideki imamın?

Yapacak başka bir çıkış yolu bulamayınca ben de böyle sözlerle “kardeşim diyorum sana” kardeşim, sen kimsenin umurunda değilsin diyor...

Yoksul hayatlar kimselerin umurunda değil, kimsenin umurunda değil evine ekmek götürmekte zorlanan babaların hüznü...

Hadi bana boş sözler ediyorsun, anlattığın bu sıkıntılar yok de, de de ben mahcup olayım, yeter ki her şey güzel olsun.

Bir daha söyleyeyim kim kızarsa kızsın, ülkenin camilerinin minberlerinde, kürsülerinde gerçek din anlatılmadı insanlara, Allah’ın dini değil, devletin, iktidarın dini anlatıldı çoğu kez...

Elbette ülke uçurumun kenarında demeye gönlü el vermiyor insanın... Ama şunu söyleyelim ülke talan ediliyor, şehirler talan ediliyor, dağlar, denizler talan ediliyor...

Talan ediliyor ormanlar ağaçlar ve en çok topraklar, bağlar, bahçeler talan ediliyor, merhameti vicdanı çekilmiş gibi insanların...

En çok yönetici konumunda olanların...

Mesela bu şehrin en güzel bağları, bahçeleri, dağları, denizleri, ormanları talan ediliyor “edildi” desem sözüm yalan mıdır?

Yaşamaktan yorulmuş kadınların, kızların, annelerin, babaların hüznünü çekemez olacak bir gün bu şehirler...

Hoşça kal.