Pazartesi akşamı cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamayla birlikte bayramı da içine alan üç haftalık bir tam kapanma süreci yaşayacağız. Dışarı çıkmanın yasak olduğu, şehirlerarası seyahatin kısıtlandığı ve çalışma sürecinin eve taşındığı bir dönem bizleri bekliyor. Muaf olunan durumlar elbette var. Markete gidebiliyoruz ama belirli saatlerde, çalışma iznimiz varsa işe gidebiliyoruz ama ulaşımımız normalden daha zor, tatil yapabiliyoruz ama rezervasyon yaptıramıyoruz. 
Birçok çelişkilerin bir arada olduğu bu kapanma süreci herkesin kafasında kendi yaşamına göre soru işaretleri oluştu. Sınavlar erteleniyorsa YKS’de okul puanı nasıl olacak, işyerinde çalıştığıma dair belge var ama sigortam yok ne yapacağım, ÖSYM’nin yapacağı sınavlar ertelenecek mi yapılacak mı, en yakın market iki kilometre uzaktaysa oraya da mı yürümem gerekiyor, oteller açılacağı için hazırlık yapılıyordu şimdi oteller ne zaman açılacak?
Bir açıklama sonrası tam olarak bütün maddeleri anlayabildiğimiz bir süreci henüz yaşayamadık. Ancak tam kapanma süreci en baştan beri birçok insanın istediği bir durumdu. En çok da sağlık çalışanları istiyordu koronanın azalması için. Şimdi tam kapanıyoruz ama nedense herkes bir telaş, korku veya panik halinde. En başında bizi üç hafta kapatsınlar da bu korona kimseye bulaşmadan bitse diyorduk, şimdi neden aynı kararlılığı gösteremiyoruz peki? Pazartesi akşamından itibaren tam kapanmaya ilişkin yapılan videolar paylaşılmaya başlandı bile. Bir anda üç hafta evde kalmak çok sıkıntılı ir durum gibi gelse de bir seneden fazladır bu süreci yaşıyor olduğumuzu unuttuk. Zaten bir yıldır da evlerimize kapanmadık mı, şimdi neden telaş ediyoruz?
Evde şiddet veya olumsuz durumlara maruz kalan insanlar için bu üç haftalık kapanma sürecinin maalesef olumlu bir yanı yok. Benzer bir durum da çocuklarıyla ne yapacağını bilemeyen aileler için de geçerli. Bir de ramazan ayında oruç tutan bir aileyi düşünüyorsak sinirlerin zaman zaman gerildiği anlar yaşanabilir. Hep alıştığımız havanın güzel zamanları geldiğinde kendimizi dışarı atma eğilimimiz bu sefer engelleniyor. Zaten engellenmişti ama şimdi bir kural olarak engellendiği için tepki gösteriyoruz. Kural veya yapılması gereken durumlara nedense iyi niyetimizle yaklaşamıyoruz.
Hep olumsuz kısımları görme eğilimimiz var veya tam tersi hiç görmeyebiliyoruz. İki uç noktada gidip gelirken arada yıpranan kendimizi hiç göremiyoruz. Suyu bir anda ısınan kurbağalar gibi zıplamaya başlıyoruz. Yavaş yavaş suyumuzun ısıtılmasına çok alışmışız bu nedenle bir anda yapılan işlerde aşırı tepki veriyoruz. İngiltere, Fransa veya Almanya tam kapanmıştı ve hep adamlar yapıyor diye anlatmıştık bunu birbirimize. Hep istediğimiz karar geldi. Haydi bakalım şimdi ne kadar uyacağız bu karara? Ne kadar saygı duyacağız birbirimize ev içerisinde? Ne kadar süre daha tekrar tekrar kapanma yaşayacağız? Bu sefer son olur mu dersiniz? Güneşli mayıs, haziran günlerinde sevdiklerimizle birlikte özgürce dışarıda olacağımız günler gelir mi, gelebilir mi, öyle bir şey olabilir mi?