Farkında mıyız ki, neler olup bitiyor. Günler hızlandıkça hızlanıyor. Sevgilerimizin üstündeki “örümcek ağları” artık daha sık sarılıyor. Menfaatlerin önü hızlı bir şekilde açılıyor. Ya kaybettiğimiz değerler, onlara ne oldu, neredeler? Teknolojiyi bile doğru kullanalım derken, ülkemizin manevi değerlerini de yitirmeye başladık. Her yeni gelen günden umut beklerken, gündemleri belirleyen haberlerden umutsuzluğa doğru yola çıkar olduk, yalan mı?

Hani bizim Türk Sanat Müziğimiz, sanatçılarımız? Hani bizim Türk Halk Müziğimiz ve sanatçılarımız ne oldular?

Büyük şehirlerde gazinolarımız vardı, sırası ile sahne alan sanatçılarımız, bayanlar matinesi vardı, dolmalar, böreklerle gidilir, mis gibi müziğimizi dinler keyif yapardık. Sırası ile kayboldular,  sanatçılarımızın çoğu inzivaya çekildi, o tantanalı neonlar yanmıyor artık. Bir acayiplik var ülkemizde, ya şehit haberleri ya kaza haberleri ya da kadın katliamları.

Ne kaldı ellerimiz de? Cep telefonları verdiler elimize, belimizi eğdiler, her tarafta elinde telefonla ilgilenen insanlar, nerede ise onunla uyuyorlar.  Dostlar arkadaşlar buluşuyor ama gözler telefon da, telefonla sanal dostluklar moda oldu.

Kılık kıyafet konusunda da bir örnek kıyafetler aldı yürüdü, kadının estetiğe modaya önem vermesi tek düze oldu. Arap giysileri hemen hemen her tezgahta, illaki mihrace olacak diretmesi emri verilmiş gibi, sanki Arabistan’da yaşıyor gibi olduk. Nerede o şık elbiseler, döpiyesler, etek bluzlar, pardesüler,  eşarp ve iğne oyaları ile öyküler yazılan tülbentler, nereye kayboldular.

Kadınları aşağılayan yayınlar ve hatta kadınlığımıza karışıp,”periyodik” günlere bile hastalıklı iftirası atar oldular. Sapıklık, iğrençlik, tecavüzler, tacizler fora yelken giderken nasıl utanmadan kadınları kullanıp hala siyaset yapmaya çalışanlar var. Bazı sapık fikir üretenlerin kafası sadece belden aşağı çalışıyor, bunların beyni uyuşturulmuş.

Burası neresi? Türkiye’de ayıp denen bir şey vardı, ar vardı, namus vardı, ne oldu bizlere? Zina suç sayılmadığı için artık azgınlıklar da arttı. Kocasından ,karısından ayrılmadan, kaynına, eniştesine kaçanlar arttı. Bir de utanmadan hamile kalıp, o iffet günü dolmadan, eski kocasının ya da karısının üstüne nüfus kağıdı çıkartıyorlar.

Müge Anlı’yı izliyorum, bu tür insanların, ar namus kavramlarının hiç kalmadığına tanık oluyoruz!
Bizim öğrendiğimiz Müslümanlıkta bu tür ahlaksızlıklar yoktu.

Ülkemizdeki bu gidişat nereye gidecek? Türkiye’de hızlı bir gidiş var, dilerim medeniyetten uzaklaşmayız, aynı askerimize, polisimize kurulan kumpaslar halkımıza kurulmaz.