Yaşamaktan utanır oldum, varsın bazıları utanmayı bile unutmuş olsun... Bulunduğum yerden ne yana baksam acı, haksızlık, adaletsizlik ve talan, gözyaşı...

Çok mu abartıyorum sizce, bazıları öyle diyorlar da, geçekten abartılı sözler mi ediyorum? Olmayan haksızlıkları, yoksullukları, acıları var gibi mi  gösteriyorum?

Her yer gül kokuyor da, ben duymuyor muyum?

O zaman hangi ülkenin insanı sokaklarda yürürken gözlerine acı dolmuş bazı kadınlar ve sabahın köründe başka evlere temizliğe giden yetmiş yaşındaki kadınlar, anneler hangi ülkenin insanı her şey güzelse, gül kokuyorsa sokaklar?

Varsın birileri utanmasın, utanmasın siyasetçililer, kentin kaymakamı, valisi, camide imam utanmasın, ben utanıyorum arkadaş...

Benim içim acıyor o insanlardan bir tanesini görsem bile sokakta veya bir pazar yerinde...

Evet, bir daha tekrar ediyorum...

Hepsi ya yalan söylüyor ya görmezden geliyor insanların bazılarının nasıl bir yaşama acısı çektiklerini...

Her sabah bir daha utanıyorum, sabahın köründe ayaklarında terlikle bir yerlere işe koşuşturan yaşlı kadınları, genç kızları gördükçe ve bir daha çok lanetsin diyorum varsılları kollamaktan başka bir işi olmayan bu sisteme...

İnsanı sevmiyorlar, kazancım helal olsun diyen adamları sevmiyorlar, ama baş taşı ediyorlar başkalarının hakkına el koyanları, dağları, ormanları, denizleri talan edenleri...

Emeğin hakkını gasp edenleri, bu konuda laf cambazlığı yapanları...

Öyle değil mi gazeteci arkadaş?

Benim gördüğüm haksızlıkları, talanları, dağlara kimlerin el koyduğunu, denizleri kimlerin sahiplendiği, sonra kamudan haksız ihaleler alanları, hayatında bir kitap bile okumamış adamların bir yerlere müdür yapıldığını sen bilmiyor musun?

Bilmiyor musun, ülkenin bütün kentlerine yapılan yağmaların bu kentte de olduğunu, kamunun parasının çar çur edildiğini?

Ey kent ahalisi, ey insan kardeşlerim!

Yemin olsun muradım sadece doğruları söylemek, muradım yanlışlara yanlış demek, muradım “İnsanlık bu değil, hak bu değil, adil olmak böyle bir şey değil” insanlara insan gibi davranın, kim haksızlığa uğrarsa onun yanında olun, yetimin, yoksulun yanında olun...

Ama bir kere de düşünün söz sahipleri, güç sahipleri, makam, yetki sahipleri bütün vatandaşlara, kent ahalisine eşit davranıp davranmadığını...

Unutmak işinize gelse bile, hatta unutsanız bile; unutmayın...

Öteki dünya diye bir dünya var, hesap günü diye bir gün var, o gün sadece doğrular doğru yolda olanlar kazanacak...

Başkaca sözüm yok...