Elleri cebinde ıslık çalarak yürümek ben de isterdim kentin sokaklarında, eğer üstümde bu yalnızlık bu hüzün, görmeseydi gözlerim bunca haksızlığı yapılan hırsızlıkları, söylenen yalanları...
Ne acayip bir dünya, sevgilim ne haz belli ne günah, ne haram ne helal, ne aşk ne sevda ne sevgi...
En çok yalancıların çıkarcıların rağbet gördüğü, din satıcılarının itibar gördüğü, aşağılandığı yoksulluğun mazlumluğun, oysa...
Oysa ötekiler bu kadar hırsız arsız hak bilmez olmasalardı, oysa ekmek herkese yetecekti gücü elinde bulunduranlar bu kadar çalmasalardı, gerçek anlatılsaydı camilerde...
Mesela gazeteler doğruları yazsaydı, eğip bükmelerdi gerçekleri, yalancıları kutsamasalar siyasetçilere alkış tutmasalardı, ayrılmasalardı gerçeğin doğrunun peşinden, azıcık Allah tan çekinselerdi yemin ederim bu kadar çürümüşlük yaşamazdı ülke kentler insanlar...
Aşk bu kadar ayağa düşmez, sevda bu kadar kirlenmez ve her gün bir yerlerde kadınlar kızlar ölmez öldürülmezdi...
Ne acayip bir dünya, paranın servetin Tanrı yerine konduğu, birilerini paran kadar konuş dendiği dediği, çok alçakça her şey...
Savaşların durmadığı, bütün ülkelerin savaşmak için üretim yaptığı, ama insanların çoğunun ekmeksiz evsiz susuz kaldığı...
Çocukların öldürüldüğü, hem de durmadan öldürüldüğü, annelerin çığlıklarına bakılmadığı...
Yine kimi çocukların aç bırakıldığı, bundan kimselerin rahatsız olmadığı, evet kimselerin rahatsız olmadığı, belki bir avuç iyi insan olmasa diyeceğimiz insanlar var bazı yerlerde iyi ki varlar...
Sığınacak yerin kalmadığı bazıları için, hani kardeşiz ya sözde nerde kardeşlik, hani müminler kardeşti ya imam arkadaşlar, nerde o sözünü ettiğiniz kardeşlik...
Sen söyle vaiz efendi, sen söyle “Allah aşkına nerde hangi sokakta İslam’ın sözünü ettiği kardeşlik, neden kızıyorsunuz böyle sorulara?
Herkese ekmek olmalı diye kavgamız, herkesin küçük de olsa bir barınağı olmalı, zengin çocukları gibi olmasa da, her çocuğun karnı doymalı diye kavgamız, delice çılgınca sözler bırakmamız sokaklara...
Acayip bir dünya işte, çoğunuzun tuzu kuruya herkesi öyle sanıyorsunuz, kendi karnınız tok ya, herkesin tok sanıyorsunuz... Eğer bunlardan haberimiz var diyorsanız, size zalimsiniz hakkımız doğar kusura bakmayın...
Konuşma hakkı yalnız sizin öyle mi, yazma hakkı ahkâm kesme hakkı, artık yalanlara tahammülü kalmadı kalplerimizin, anlatabildik mi efendiler hanımefendiler anlatabildik mi diyeceğim de hanginize diyeyim?
Madem burası dünya madem her kesin yaşama hakkı var, madem bütün yasalar insanlar kardeştir diyor, o zaman...
O zaman Tanrının taksimine razı olacaksınız, o zaman hakça paylaşalım yapma diyeceksiniz hak hakikat diyeceksiniz o zaman...
Yoksa... Yoksa burada yakanınızı bıraksa da hakkına el koyduklarınız, öteki tarafta yangın yerine dönecek durduğunuz yerler...
Biliyorum kanatır gibi sözler ettim,olsun...