Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.

Kimi der ki kadın
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.

Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.

Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kızkardeşim,
Hayat arkadaşımdır.

Yukarıdaki dizelerde Nazım Hikmet ne de güzel anlatmış kadını.

*

Nazım Hikmet'in baktığı pencereden bakılırsa, kadının güzeli çirkini yoktur aslında. Kendisine bakan, kadın olmanın o eşsiz ayrıcalığının farkında olan kadın hep güzel ve alımlıdır.

*

On sekizinci yüzyılın ideal güzeli; pudralamamış bukleleri ve hafif pembeleşmiş cildiyle porselen bebeğe benzeyen kadınlardı.

On sekizinci yüzyılda kadınlar kendilerindeki güzellikleri ortaya çıkarabilmek uğruna birçok şey yapıyorlardı. Bu yüzden güzellik reçeteleri her ne kadar kurbağa kanı, keçi peyniri ve sülük gibi sevimsiz ve gayri romantik bileşimleri içeriyorsa da çok yaygındılar.

*

1789 Fransız devriminin getirdiği özgürlük havası kadınları da cesur kılmıştı. Bu yüzden kadınları19. yüzyılda daha kendinden emin ve toplumda daha etkili olduklarını görürüz.

Artık güzelleşmekte uygulanan materyaller de değişmiş ve gelişme göstermiştir. Zararlı kozmetik bileşimleri yerine tahıllı çicekler, safran , gül goncası dudaklar tercih etmişlerdir.

*

İkinci dünya savaşından sonra ise modacılar yeni bir kadın imaji cizdi. Rujlar ojeler popüler oldu. Kadınlar takma kirpik, peruk gibi uygulamalarla daha güzel olmanın sınırlarını zorladılar. E, imaj her şeydi.

*

Sinema ve televizyon insanların hayatına girdikten sonra kadınlardaki güzellik arayışları da hızla değişmeye başlamıştı. Kadınlar bilhassa saçlarını sinemada hit olan kadınların saçları gibi yaptırmaya başlamışlardı. Dünyanın hemen her yerindeki kadınlar artık Elizabet Taylor'ın gibi dudaklara, Marilyn Monroe gibi saçlara sahip olmak istiyorlar ve kuaförlerleri bu yönde zorluyorlardı.

O günden bu yana kozmetik ürün ve uygulamaları daha da gelişti. Çünkü güzel olmanın bir sınırı yoktu. Güzellik algısı değiştikçe kullanılan malzemeler ve uygulamalar da değişiyordu.

Geçen yazımdaki son cümlemde ne demiştim:

İnsanlık var oldukça güzelliğin serüveni devam edecektir.

Biz de devam edeceğiz.

*

Bugünün sevgililerin günü olduğunu elbette unutmadım. Hangi kadın, hangi seven unutur ki? Ne kadar kimileri rant için uydurulmuş bir gün deseler de siz aldırmayın, sevdiklerinizi unutmayın.

Bu vesileyle tüm sevenlerin sevgililer gününü kutluyorum.