Yeterince yorulduk, daha çok yalan söyleyerek daha çok içi boş masallar anlatarak daha çok yormayın insanları...

Yoksulları daha çok aldatmayın, daha çok kandırmayın, yarın daha güzel olacak diye, sizler için şunları şunları yapacağız diye...

***

Hiç biriniz bayım/hiç biriniz bu halkı insanı kimsesizleri düşünüyor değilsiniz, öyle olsaydı azıcık vicdan azıcık merhamet bulunsaydı içinizde “en azından halkın yarısının çaresizlik içinde olduğu bu zamanda” milyonluk makam arabalarınıza binmez onları sergilemez, halka saygılı olmayı tercih ederdiniz...

Kadim kültürde utanmak denir buna...

***

Kuyuya atılmış Yusuf gibi çaresiz insanımızın çoğu, evinin kirasını veremediği için çocuklarından utanan onlara mahcup olan babalar var kimi sokaklarda...

Yok mu?

Herkesin keyfi yerinde mi sizin gibi, gerçekten mutlu bütün çocuklar her annenin her kadının tenceresi kaynıyor mu kentte?

Yollar yağmurdu, karanlıktı biraz...

***

Ne yapalım şimdi bumları demeyelim mi, hatırlatıp canınızı sıkmayalım mı, o zaman gerçekleri kim söyleyecek, kim söyleyecek sokakta bazı çocukların gönüllerinin üşüdüğünü?

Yok, mu bunlar?

***

Bizim buralarda sözler böyle edilir efendiler, doğru ve gerçek herkese söylenir, kim haksızlık yapmışsa onun makamına mevkisine yetkisine bakılmaz,yüzüne deni haksızlık yaptığı,bazı şeylerin yanlış olduğu..

Bizim buralarda kuşların kanadının kırılmasına konacağı dalı yok olmasına, yuvalarının dağılmasına razı olunmaz...

Hak denir hukuk denir Allah denir haram helal denir, ama denmekle kalınmaz, inanılır hakka hakikate harama helale...

***

Bizim buralar efendiler, Muhammed’in yurdu İsa’nın Musa’nın Nuh’un yurdu öğretisi, onların anlattığı dinden onların anlattığı haktan hukuktan söz ediyorum...

Hani Allah korkusu denir ya, işte ondan söz ediyor onu hatırlatıyor, insanda biraz Allah korkusu olmalı diyorum...

Denir ki öteki dünya için, acımasızca üstüne basıp geçtiğin çakıl taşının bile hakkından söz edilecek,sadece aklınızda bulunsun istedim...