Her gelen masal anlattı bayım ve biz onlarım masal olduğunu çok sonradan anladık...

Öyle değil mi ey şehir ahalisi, her gelen masal anlatmadı mı, ya da yalan söylemediler mi? Bu şehri, bu dağları, denizleri, yeniden hem de baştan sona yeniden inşa imar edeceğiz demediler mi?

Sizleri çok seviyoruz, insanı, insanları, canlıları, seviyoruz demediler mi, gelmeden önce yöneticileri idareciler, milletvekili, belediye başkanı olsun diye uğraş verdiklerimiz...

Hatırlayın kendileri için değil halk için yoksullar için çalışacaklarını söylemediler mi? Yine hatırlayın kentin ticaret odasına başkan olabilmek için neler neler konuştular, neler neler vaat ettiler adayların her biri...

Ya sonrası?

Sözünde duran oldu mu, tamam bu adam halka yalan söylemedi, halkı kandırmadı dediğiniz biri var mı? Ya da makamını, gücünü kullanarak kendi varlığını çoğaltmayan birini tanıyor musunuz?

Beni cevaplamak gibi bir zorunluluğunuz yok, kendinizle konuşun. Kendiniz sormuş olun bu soruları ve kendiniz cevaplayın, ama hakça kimsenin hakkına girmeden ve Tanrı’nın hakkını da gözeterek...

Yeniden dersek, masal dinlemekten yorulduk bayım...

Konuşacaksan kalbinle konuş, yalan söylemeden eğip bükmeden sözlerini, kalbinle, vicdanınla konuş...

Senden öncekiler çok yalancı çıktılar, senden öncekiler çok üzdüler insanı, şehri çok üzdüler, hatta kimileri şehrin kalbine hançer vurdu, acımadan Allah’tan korkmadan...

İster inan ister inanma, biz yalansız yaşamak istiyoruz. Yalan söylemeyen kişiler ile birlikte olmak onları dinlemek istiyoruz şehir ahalisi olarak...

Mesela ne yapmak istiyorsun yoksullar için, mesela daha önce kimseye haber vermeden reklam yapmadan bir sabah kaç yaşlının evine gittin mi, gitmediysen neden?

Biliyorum ey insan kardeşlerim, ey şehir ahalisi biliyorum çoklarınıza deli saçması sözler ettiğim...

Elimde değil, benim doğrularım böyle...

Mesela merak ediyorum şehir emini sayın Kaymakamız kimselere haber vermeden, haber vermeden kimi soytarı habercilere, gazetecilere, kaç yoksulun kaç yaşlının evine gitmiş, “Ben şehrin kaymakamıyım bir ihtiyacınız var mı?” onu sormaya geldim desin...

Veya halk otobüslerine binip insanların neler yaşadığını görsün, ne konuştuklarını duysun...

Çok mu karanlık sözler edip, hayali şeylerden mi söz ettim yine?