Tamam, yine can sıkıcı bir yazı olacak da olsun... Ölümüne karşıyım ölümüne yalanlarınızla insanları kandırıyorsunuz diyecek çok kişi var ülkemizde... Her zaman söylediğim gibi çoğu siyasetçi ve yine çoğu dinden anlatanlar kendilerince insanları dini yaşamaya çağıran...

Ama/ bir daha tekrar ediyorum ey kardeşler arkadaşların anlattıkları din Allah’ın dinine uzak Muhammed Mustafa’nın anlattığı dine çok uzak, kendi kirli anlayışlarını din diye sunuyorlar insanlara...

Kalp aydınlığı ile bakarsanız bunun böyle olduğunu görürüz hepimiz... Eğer diyorum eğer bu kişilerin sözlerinde samimiyet olsaydı “en azında insanlar arasında” bu kadar büyük yaşsam farkı olmazdı ve bizde çok şükür insanlık yaşıyor merhamet yaşıyor kardeşlik yaşıyor diye başka şeyler yazardık buna inanın...

Elimize hiçbir şey geçmiyor olumsuz şeyler yazmakla, ama yazıp söyleyince doğruları söylemeli kişi sözün izzetine inanmışsa...

Samimiyetten uzak kişiler hemen hemen hepsi her iki cenahta da da... Yani siyaset adına akam kesenlerin de, din adına vaaz edenlerin samimiyeti yok...

Böyle sözler ettiğim için Allah beni afetsin... Savaşlarda ölmeyi mazlumlara yoksullara fakir çocuklarına has kılan bir sistem ve hepiniz görüyorsunuz şehit düşen gençlerin son geldiği yer babalarının yoksul evleri, kentlerin yoksul sokakları...

Öyle değil mi?

Mesela şimdiye kadar kaç yalının köşkün ya da gökdelen gibi evlerin önüne kaç şehit gencin tabutu geldi ki şehitlik bu kadar kıymetli iken ve yöneticilerimiz şehit olmanın kıymetini anlata anlata bitiremezken?

Söyleyecek yazacak çok şey var da, kimi zaman daha öte gitme diyor içimde bir ses, efendilerle baş edemezsin gücün yetmez gücü Tanrı edinenlere...

Ama yinede, bütün efendilere...

Kendilerini Tanrım yerine koyanlara...

Halkı kandırma derdine düşenlere bunun için yalan üstüne yalan söyleyenlere...

Ve güçlünün yanında olmayı tercih eden söz ve kalem sahiplerine...

Köpeklerin öldürülmesinden söz edenlere şimdilerde ve her gün onlarca kadının öldürülmesini görmeyenlere, hepsine...

Bunların söz ettiği yasalara...

Okudukları bildirilere...

Alayına yazıklar olsun demiyorum, küfürler de ediyorum ara ara...

Ve sonra çocukların ölümlerini görmezden gelenlere de... Ölüme taraf olanlara da...

Yeryüzünde işlenen bütün günahları kadınların üstüne yıkmaya çalışan yeşil sarıklı beyaz sarıklı kişilerin hepsine...

Hurma ile oruç tutan, hasır üstünde yatan Peygamberi iman etmiş biri olarak, Uhud dağı kadar param olsa “akşama yiyeceğimi ayırır gerisini dağıtırım” diyen Nebiye inanmış biri olarak alayınız ciddiyetten uzak alayınız yalan söylüyorsunuz demeye devam diyorum kendi kendime...

Ve sormaya devam bu nasıl bir kahpelik birileri açlıktan yakasını kurtaramazken başka birileri Karun gibi yaşıyor gerçekten ortada insanlık varsa adalet varsa, ortada din varsa diye sormaya devam...

Allah’ım bizi kötülere mahcup etme...