Bu sözü hatırlayanlar vardır sanırım... O günlerde yazacaktım bu arkadaşı, ama gönlüm elverdi insanımızın acılı günlerinde bunlardan söz etmeyi... Fakat hep sordum sorguladım kendi içimde bir Belediye Başkanı böyle bir konuşmayı nasıl yapar, diye...
Hem de siyaset insanlarımızın  genelde böyle densiz sözler ettiğini bile bile...Hani saçlarımı yoldum denir ya, öyle yapmadım elbette, ama için “Ey ülkem sen ne hale kimlerin ellerine düştün” dedim, üzülerek...
Hatırladınız mı arkadaşı, hatırlamayanlara hatırlatalım Ak parti Gündoğmuş Belediye Başkanı arkadaş, ismini yazmak istemedim yinede... Hani Manavgat Gündoğmuş yangını günlerinde  kendisi ile yapılan bir söyleşide, evi yanmayanlar için  “Keşke bizim de evimiz yansaydı” diyecekler, TOKİNİN  evi yananların evlerinin güzelliğini görünce demişti ya...
Yani Sayın Başkana göre evi yananlara TOKİ 20 sene vadeli evler yapacak ve evi yanmayanlar kendi evleri yanmadı diye pişman olacaklar...
Aklı başında olan bir insan böyle bir sözü edebilir mi, diye kendimle konuştum kendimle, nedense başkalarıyla konuşmak hiç aklıma düşmedi... Gerçi insanımızla konuşulması en zor işlerden biri siyaset...
Zira hiç kimsenin kendi partisine kendi partisinden olanlara söz söyletmediği toz kondurmadığı bir zaman şimdi... Karşıya küfür ederken kendinden olan siyasetçisi kutsayan öven alkışlayan bir halk olduk, hiç doğru değil bu yol aslında...
Çok sonraları kendisi çok eleştirilince muradının bu olmadığını kendisinin yanlış anlaşıldığını söylese de, bizce ülkede Siyaset insanlarının söyledikleri sözlerin ne anlama geldiğini geleceğini nasıl anlaşılacağını bile düşünmeden söylüyorlar...
Ya da gerçekten umurlarında değil sözün nereye varacağı...
Aylar sonra bu  olayı neden dile getirdiği soran olursa, sadece bir daha hatırlatmak istedim siyaset dünyasında ortada olan arkadaşların pek çoğunun bulunduklara makamı hak etmediklerini...
Ne yazık ki bu işler yalnız bu günlere mahsus değil, uzun yıllardı böyle olmaya gelmiştir bu ülkede... Mesela şimdi diyanet işleri başkanını Ak partinin her yerde kullandığını söyleyen CHP bir zamanlar Diyanet işleri Başkanını Ankara ya il Başkanı diye atamıştı...
Yasalar diyorum sistem diyorum düzen diyorum hep güçlülerden yana, bilerek yapılmış işler bunlar...
Yoksa Asıl dedikleri millet bu kadar sefalet sıkıntı çeker, kendilerini milletin vekili oldukları bilinenler böyle ihtişam içinde yaşarlar, yaşayabilirler?
Hani iktidar muhalefet kavgası var ya, aslında denmek istenen “Sen çok yedin çok varlıklı oldun çok fazla servet biriktirdin, yeter sıra bende, biraz da ben yemelim” kavgası yapılan...
Aslında sen bunu bilmen gerek ey Halkım! Çok kere hatırlattım mesela bu şehirde veya çevresinde “eski zamanlardan beri” Belediye Başkanlığı yapmış, servetini ikiye dörde beşe katlamamış birini hatırlıyor musunuz? 
Artık oyunu kendin için şehir için hak için adalet için kullanman gerek, yağma talan etmeyen kişilere diyeceğim de, var mı bilmiyorum...
Yoksa vay halimize, oturup ağlama zamanı o zaman, ne hallere düştük diye...