Belki çoğunuza tuhaf geliyor sözlerim, belki çoğunuz saçma buluyorsunuz yazdıklarımı, ama ben inandığım iman ettiğim şeyleri dile getirmeye çalışıyorum... 
Diyorum ki kentler, ya da şehirler insanlar gibidir onların da üzüldükleri sevindikleri hüzün oldukları zamanlar vardır...
Her konuda yazıp söylüyoruz da neden bu konularda yazmayalım? Neden birbirimize hatırlatmayalım bazı şeyleri? Evet, kentlerde insanlar gibidirler üzüldükleri sevindikleri zamanlar olur, canının acıdığı zamanlar, ağladıkları ağıt yaktıkları zamanlar...
Kalbi vardır kentlerin de...
Bunları bana yapmayın canımı bu kadar yakmayın dedikleri zamanlar vardır... Ama bunları duymak için merhamet yanı fazla olmalı insanın, fazla olmalı insan yanı... Biraz kulak veren olmalı Rahmana ve Onun peygamberlerine kutsal metinlere...
Kentler insanların sığınağı, evi baba ocağı ana kucağı gibi düşünülmeli... Saygıda kusur edilmemeli kentlere, hürmet edilmeli aşk dolu sevilmeli,  iyi niyetli olunmalı, komşu hakkını gözetir gibi gözetilmeli kentin hakları...
Hatta kardeş hakkı  anne baba hakkı gibi., ne dersiniz abartıyor muyum sizce? Be aklımdan geçenleri yüreğimde olanları diyeyim de, varsın nasıl anlaşılırsa anlaşılsın...
Kentler şehirde yaşayan yaşlı genç erkek kadın çocuk kuşlar kediler köpekler ve bütün canlılar dahil olmak üzere ortak kullanma ortak yaşama alanları... Birinin bir başkasının hakkına tecavüz etmeyeceği bir başkasını rahatsız etmeyeceği alanlar...
Zenginler ile yoksulların, inanlar ile inanmayanların hatta derelerin yağmurların güneşin ortak kullanma alanları, anlatamıyorsam eksiklik bende... Ama ne yazık günümüz insanı özellikle siyaset insanları, sonra beyaz adamlar bütün kötülüğü yapıyorlar kentlere...
Mesela hiç anlamıyorum şehirler de özellikle bizim şehrimiz Alanya da bu kadar çok  trafik magandaları neden var, ve neden müsaade ediyorlar bunların şehri bu kadar hoyrat kullanmalarına yetki sahipleri?
Vallahi ne gecemiz belli ne gündüzümüz ruhumuzu kirletiyorlar canımızı acıtıyorlar aklımızda onlarca soru insan nasıl bu kadar kötü zalim görgüsüz şımarık düşüncesiz olabiliyor, diye...Ama bu soruyu  kime soralım sahi bu zalimler dur diyecek bir güç yok mu?
Eksoz bağırtması yüksek sele müzik dinletme ve daha neler neler, anlamadığım ama çok rahatsız olduğum “ve kendime şimdi biz bunlar ile aynı şehirde mi yaşıyoruz yüreğim?” diye sorduğum sorular...
Kentin kalbine gökdelenler dikmekle medeni olunmuyor bunu anlamalı insan... Tanrı ile kavga etmeye kalkmanın sonu her zaman kötü olmuştur insan için tarihin her devrinde...
Kentler de insanlar gibidir kalbi acır, gözleri acır kahırlanır sevinir duruma göre... Kentlere selam verin, selam alın, helalleşin...
En güzel davranışla davranın, sakın kentlere zulüm edenlerden olmayın... Ana rahminde durur gibi uslu durmak kentlere karşı...
Kentinize sahip çıkın, en kıymetlinize sahip çıkar gibi, çıkmayanları uyarın...