Tamam, yazıp çiziyorum da okuyan var mı,  bu adam aklını yemiş diyen var mı bilmiyorum, aslında açık duymak isterdim  “sen aklını yemişsin” diyen birini kendi ağzından...

Belki eni iyi dost o olurdu, en doğru sözü söyleyen o olurdu belki... İçinde adalet duygusu taşıyorsan hak hukuk düşüncesi varsa, hakça paylaşımdan yanaysan aklının kaçırmadan yaşamak mümkün değil gibi... Yahu diyorum yahu sizde adalet denince hak debimce hakça paylaşım denince ne anlaşılıyor diye soracak çok kişi var ülkede şehirlerde...

Kaç gündür burası dünya, burası zalimler yurdu deyip duruyorum kendi kendime, burası parayı Tanrı edinenlerin kendilerine yurt edindikleri yer... burası...

Gücüm olsaydı v gözüm tutsaydı gider sorardım kentin müftüsüne ben dinden çıktım yoksa imanı mı kaybettim mi diye veya bazı gazeteci arkadaşlara, kentin zenginlerinin beyaz adamların sofrasından kalkmayan...

Ve bu durumu kendilerine saygınlık kazandırdığını sanan...

  

Tekrar edersek dünya bir handır doğru, ama o hanı en çok zalimlere kötüler ve serveti Tanrı yerine koyanlar seviyorlar ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar yaşarken...

Ama en çok yine onlar konuşuyorlar, kendilerini birer kurtarıcı gibi takdim ediyorlar kent ahalisine, çünkü önce utanmayı unuttu çoğu...

Korkmuyorlar Allah’tan...

İnsanları tarumar etmekten hakkı hukuku adaleti hatta iyiliği tarumar etmekten korkmuyorlar...

Torağı dağları tarumar etmekten kuşları dalsız yuvasız bırakmaktan korkmuyorlar, kendilerince yeni dini anlayışlar inşa etmekten korkmuyorlar...

Ve kimse onlara siz kötüsünüz demeyi göze alamıyor, kötü oldukları bilindiği halde...