Günümüzden ve günümüz insanından söz edeceğim, eğer becerebilirsem... Yani kendimizden, doğrudan insandan... Şehir ahalisinden, ahaliye masal anlatan siyasetçilerden, kendi ceplerinden tek kuruş çıkmayan, ama cami cemaatinden yardın isteyen imamlardan, vaizlerden müezzinlerden...
Elbette biliyorum onlar söz etmenin insanın kendi başına iş açmak olduğunu da...
Hiçbir şey yapmadıkları halde, neden kuruldukları belli olmayan, sözde insani ve İslami derneklerden...
Şehir dernekten geçilmiyor, neyin peşindeyseler, akıllarından ne geçiyorsa, hangi yarışı yapıyorlarsa, önüne gelen bir dernek kuruyor...
Ama amaçlarının ne olduğunu kimse bilmiyor... O cemaate yakın bu partiye yakın, bir sürü gurup kimisi kuran diyor kimisi Tanrı, daha öte ne söyleyecekleri belli değil...
Kusura bakmayın kendimi demeye mecbur hissediyorum, bunlar yapılacak iyiliklerin önüne set çekmek, bunlar bir kandırmaca...
Görünecekseniz kalbinizle olun ortada, kalbinizle konuşun, kalbinizle dokunun insana ve kente...Kendi kalplerini kurutanların insana kente kuşlara bir faydasının olmayacağını kutsal metinlerden öğrendik, sizde öğrenin...
Hepiniz iyi oynuyorsunuz, siyasetçiler din adına ahkâm kesenler imamlar müezzinler vaizler...
Dernekçiler hatta sendikalar sivil örgütlenmeden söz edenler, muhteşem oyuncularsınız hepiniz...
Ne halk umurunuzda, ne kentin tarumar edilmesi ruhunun sökülmesi... Neden sokaklar daha çok kötülük kokuyor, neden düşünmezsiniz, neden aile bitmek üzere, neden kızlarımız oğullarımızın aile diye ülke diye insan diye bir derdi yok, neden bunları sorgulamayız oturup da?
Geldiğimiz yerin doğru ve sağlıklı bir yer olmadığını bir daha söylemek istiyorum... Zir bu ülke insanı, halk sonra kendilerine Müslüman denilen insanlar bu hale düşmemeliydi...
Akşamlar dinlediğimiz, ya da dinletilen haberleri duyunca görünce yüreğimiz kanamıyor mu, neden sormuyoruz, ülkemiz insanımız biz neden bu hale düştük diye...
Halinizden memnun musunuz efendiler? Siyasetçiler gençler imamlar sendikacılar dernekçiler oda başkanlar halinizden memnun musunuz? 
Bu gidişin mesuliyetini kabul ediyor musunuz, yoksa etmiyor musunuz? Kime yükleyeceğiz bunca günahı, siz sahiplenmeyecekseniz?
Eğer yapılanları yaptıklarınızı halka yapılan bir iyilik diye takdim ediyorsanız, vazgeçin bu iyilikleri yapmaya...
Her gün öldürülen kadınların, evlerinde sofra kurulmayan evlerin hesabını siz vermeyecekseniz vazgeçin iyilik yapmaktan...
İyi oynuyorsunuz, hepsi bu...