Kendime yazar gibi yazayım, kendime sözler edeyim diyorum kimi zaman...

Yarınlara not düşer gibi, kuşlardan helallik ister gibi...

Aslında biliyoruz, sözlerimizin kimseye uğramadığını...

Mesela siyaset ile uğraşan kendilerini kurtarıcı gösteren arkadaşlara...

Mesela Kentin Belediye Başkanına, Kaymakamına...

Duymuyorlar yüreğim, belki hiç duymak istemiyorlar...

Biz kendi halimize yanalım...

***

Geceleri uyumamak diye bir şey var ya yüreğim, kapıları zorlayan düşleri insanın...

Düşünmek kanlı gözyaşını yok edilen kuşların...

Dura dura söylenir bazı sözler, bende öyle yapıyorum yüreğim

Dere kenarına inen korkak ceylanlar gibi, biraz korka korka...

Söz, gediğine koymak adına, meyan şerbeti içer gibi...

***

Umut işte...

Gündüzleri gümüş atlar üstünde düş kurmak...

Hey ahbap bir bardak çay deme özgürlü falan

Kendime diyorum yüreğim...

Yani sana...

***

Eskiden elle tutulur umutlarımız vardı..

Hepsini bir bir yok ettiler...

Elimizden aldılar hepsini...

Bir kısmı aklınız ermez dedi...

Bir kısmı beceriksiz...

Çok fazla buyurgan kimisi...

***

Biz böyle dedikçe itiraz ettikçe Allah var, gam yok dediler...

Sanki bir tek onlar biliyor Allah'ı gibi nutuk çekti kimisi..

Dini yalnız onlar biliyordu nasıl oluyorsa...

Ülkeyi yalnız onlar seviyor gibi konuştular, harika sözler ettiler...

Ama karşılığında muhteşem talepleri oldu ahaliden

Ve verdi ülke ahalisi şehir ahalisi...

Bunu sende biliyorsun yüreğim...

***

Doğru Allah’tan söz ettiler, hak hukuk dediler...

Gözlerimizle gördük...

Çokları Allah yok gibi yaşadılar yaşarken

Görmediler ağılarının haram koktuğunu...

Ellerinde haram izi olduğunu...

Kader falan dediler arada sırada

Ama söylemediler neden onların kaderi servet edinmeden yana...

Açık açık yaşamak sadece bizim hakkımız dediler aslında...

***

Söyledikçe yazdıkça üzülüyorsun da yüreğim...

Bilerek seçmedik bu derin çaresizliği...

Sende biliyorsun ne çok çırpıntı içimizde

Ne çok acı...

Ne çok fırtına...

Buz gibi çaresiz kalmalar...

Eskiden melekler diyorlardı, melekler var insanların omuzlarında...

İnsanların günahlarını sevaplarını yazan melekler... Soralım Kentin müftüsüne “O melekler insanın acılarını derin çaresizliklerin de yazar mı?” diye...