Elbette zor bazı şeyleri yazıp dile getirmek... Çünkü yenidünyayı elinde tutanlar insanın bütün değerlerinden vazgeçmesini sağladılar... İnsanın sorumsuz vicdansız merhametsiz ve bencil olması için ne yapılması gerekiyorsa, yaptılar...

Söylemesi acı ama insan onlara kandı, onların arzu ettiği gibi olmayı kabul etti... Oysa bilinseydi bütün kutsal metinler her daim uyardı, insanı kendinden bu kadar büyük vazgeçme diye...

Kendinden vazgeçti günümüz insanı... Elmanın bütünü kendinin olmasını istedi... Oysa neye sahipsen yarısının bir başkasının olduğunu bilmesi gerekirdi...

Paylaşmanın hazzını mutluluğunu çoktan unutturdular bize, paylaşmak çok güzel bir eylemdi oysa...

İnsan olmanın sonra Müslüman olmanın bir bedeli vardı ve güzel bedellerdi bunlar... Her bedel ödemede insanın mutlu olacağı...

Mesela açların karnını doyurmak bir bedeldi görünürde, ama güzel bir bedel... Açları doyurmaktan daha güzel bir eylem mi daha güzel bir insanlık, daha güzel bir Müslümanlık mı olur?
Sevgili Gonca senin üstünden söylüyorum, kimi sözlerimi... Çünkü çokları asla kabul etmiyor kendilerine söylenen sözleri...

Bakma sen kimilerinin keyfinin yerinde olduğuna...
Yeryüzünde kaç ev varsa, yarısına ekmek girmeyen bir dünya, kutsanan dünya... Daha çok zalimlere hizmet eden, onların yurt edinmek için kavgalar, kanlı savaşlar çıkardığı...

Kaç çocuk varsa yarısının aç olduğu, bir dünya, keşke zaman zaman olsun düşünebilseydik bunları...

İnsanız ya Gonca veya Müslüman! Keşke arada sırada olsun aklımıza düşseydi yaşadığımız şehirlerde bazı çocukların yatağa aç girdiğini...

Biliyorum kimi efendiler itiraz edecekler  “ve nerde o çocuklar?” diyecekler? Allah onların kalplerini karartmış merhametlerini boşaltmışsa yapacak bir şey yok diye cevaplayalım şimdilik...
 
Kaç kadın varsa yarısının acı içinde olduğu, korku ile yaşadığı bir dünya, dünya desek, sen ne dersin Yonca?

Öyle değil mi sence? En çok kadınlar acı içinde korku içinde yaşamıyorlar mı dünya da, hatta ülkelerde, hatta bizim ülkemiz de?

Kaç baba varsa, çocuklarına ekmek götüremediği, evininin kirasını veya benzer ödemeleri yapmaya gücü yetmediği bir dünya bir ülke bir şehir... 
Binlerce din, yüzlerce Tanrı...

Daha neler neler...

Kimisi gülüp geçecek, kimisi saçmalamış filan diyecek “Ne derlerse desinler” ben bu dünyanın ülkenin şehirlerin böyle oluşunu hiç sevmedim...

Hüznümüz acımız biraz da bundandır...